Japon Abuza Üniversitesi’ne göre; çocuklarını sevip okşayan annelerde-babalarda görülen "oksitoksin hormonu" yükselmesi, hayvanlarını seven insanlarda da aynı biçimde yükseliyor.
Açıklamada; köpekleri-kedileri ile sadece 25 dakika oynayan, ilgilenen ya da "göz temasına" giren bireylerdeki "oksitoksin hormonu", aynı değerlere sahip diğer insanlara göre yüzde 25 artıyor.
Bilim adamları; hayvan sahibi insanlarda saptanan, depresyonla baş edebilmenin, sakinleşmenin, huzur duygusunun sebebinin "oksitoksin hormonundaki" bu artış olduğunu tıp dünyasına duyurdular.
*
Şimdi daha iyi anlıyorum:
Bizim "çocuklar" sehpanın ayağını yediklerinde onlara niye hiç kızamadığımı...
Oksitoksin hormonudur...
Aslında kızıp "Şimdi görürsünüz..." diyerek üzerlerine yürüdüğümde ve onlarla göz göze geldiğimde, demek ki oksitoksin hormonu yüzde 25’e fırlıyor... Ve ben "Neleri de yemişler neleri..." diyerek sanki üç ayaklı sehpaya sevinmişim gibi oluyorum...
Sebep?..
Oksitoksin hormonu...
*
Böylece anlıyoruz ki:
Kavgacı, asabi, marazi tipleri biraz normalleştirmek için demek ki sevip oynayacakları, ya da en azından "göz teması" sağlayacakları sevimli canlılara gerek var.
Ama hayvan sevmeyip, üstelik onu kanını görüp sürünmek kaydıyla kesiyorlarsa...
Oksitoksin hormonu, ne bilelim biz, belki eksi 30...
Artık ne sevgi, ne hoşgörü, ne saygı ara...
*
Doğu toplumlarındaki hoşgörüsüzlüğün-didişmenin-nefretin, her evde mutlaka kedi-köpek beslenen Batı toplumlarından daha fazla olmasını da açıklıyor Japon Abuza Üniversitesi’nin buluşu.
Ve ben, sehpanın üç ayaklı kalışına niye kızamadığımı...
Onları okşamanın verdiği inanılmaz ve doyulmaz huzurun-mutluluğun nedenini...