Beş ay içinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, 8 bakan, Katar’a koşturunca, bunun ekonomiye bir katkı işi olduğunu düşündü bizim arkadaşlar.
Sadece Katar’ın Türkiye’ye katkısının ne olabileceğini bilemedik ve mutlulukla bekledik:
"Katar...
Bize ne katar..."
Meğer damat beye alınan gazete-televizyonun parasını bulmak için düşmüşlerdi yollara.
Katar katar...
*
Böylece rakipsiz bir ihale ile Çalık Şirketi’ne satılan ve parası iki kamu bankasından (Vakıfbank ile Halkbank) çıkan Sabah-ATV medya grubunun eksik kalan parası Katar şeyhinden sağlanmış oldu.
Bu aşamada Katar’a koşanlara bakın:
Cumhurbaşkanı...
Başbakan...
Dışişleri Bakanı...
Maliye Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Devlet Bakanı, Enerji Bakanı, İmar ve İskán Bakanı... Ve ilave iki bakan ile çok sayıda bürokrat, katara katara...
Peki siz birey olarak bu devlet teminatlı para alımı ile biraz daha borçlandığınızı biliyor musunuz?..
Yani damada gazete-televizyon alımına farkında olmadan kefil olduğunuzu?..
Nerden bileceksiniz?..
Muhtemelen siz de umutla beklediniz:
"Katar...
Bakalım bize ne katar..."
*
Bence bu bir helal skandal...
Her türlü yolsuzluğu, suiistimali, avantayı, beleşi görmüş birisi olarak, böylesini hiç görmemiştim. Rakipsiz ihale ile satılan, 750 milyon dolar parası devlet bankalarından çıkan, kalanı işte böyle Katar’dan sağlanan...
Üstelik "geçmiş dönemin hortum paralarını tahsil etme adına" yapılan enteresan bir iş...