Lise 1’den terk, ama peş peşe üç büyük gazetede çalışabilmiş. Ergenekon davasının kilit ismi...
Ama kendisi burada değil.
Kanada’da bu sefer haham.
Dahası Ergenekon davasının kilit ismi ama, benim adım dahi 14 yerde geçtiği halde onun adı iddianamede hiç geçmiyor.
Enteresan bir arkadaş.
MİT bile sıra ona gelince bir tuhaf oluveriyor; onun, elemanları olmadığını açıkladılar... Ama aynı açıklamada bu değerli vatan evladına hangi kod adını verdikleri vardı:
"İpek..."
Demek ki kod orada...
Kendisi yok...
*
Ben televizyonda gördüm; anlında küçük kutsal kitap asılı, saçları ensesinde lüleli:
"Şimdi ne oldu?.."
"Haham..."
İnsana sanki Love Story’yi söyleyecekmiş gibi geliyor, ama o "Ergenekon’un sırlarını" anlatmaya başlıyor.
Ve Türkiye’de yer yerinden oynuyor...
*
Bizler devletin bir kısmını görürüz; parlamentosunu, mahkemelerini, hastanelerini, karayollarını, DSİ’sini, belediyelerini, binalarını, arabalarını...
Devletin bir kısmını göremeyiz; istihbaratını, savunma sistemlerini, gizli teşkilatlarını...
Genelde devletin gözükmeyen yanının düzgün olduğunu sanırız.
İşte bu haham arkadaş bize çok önemli bir şey öğretti:
Devletin görmediğimiz yanının da ne halde olduğunu...
Gözükenlerden bin beter...
Ve bizim haham yüzünden Türkiye’nin yarısı hapiste, iyi mi?.. Generaller, profesörler, yazarlar, hukukçular...