Bugün Ankara, tarihinin en önemli günlerinden birini yaşıyor.
Kentin bir yanındaki cumhuriyetin kalesi binada, türban ve tesettüre yol veren yasayı onaylayıp elbette kabul edecekler. Kentin öbür yanında bir meydanda, çağdaşlıktan ödün vermek istemeyen insanların mitingi var.
Medeniyeti istemeyenler, kadınların örtünmesiyle ilgili bir şeriat hükmünü Anayasa’ya ve yasalara koyarak Türkiye’yi "din devletine" dönüştürmeye "Evet" diyecekler.
Hemen aşağıdaki meydanda, Mustafa Kemal’in çağdaşlık yolundan dönmek istemeyen aydınlık insanlar "Hayır" diye çığlık atacaklar.
Bugün böyle bir gün.
*
Aslında Ankara en acı gününü yaşıyor.
Bu şehir birçok zor günler gördü. İhanet her zaman bu kentin orasında-burasında vardı.
Ama bu sefer...
Bu sefer kazanıyor.
Bir koca milleti aydınlık yolundan alıkoyup, ortaçağa doğru sürüyor ihanet.
Ve bunu bugün başarıyor.
Bugün...
Ankara’nın bu yanında aydınlığa koşmak isteyenler "hayır" diye bağırırken, öte yanında aydınlığa giden yolu açması gereken parlamento karanlığa "evet" diyor.
*
Oysa bizim aydınlık umutlarımız vardı.
Çocukluğumuzda okul bahçelerinde "Güneş ufuktan şimdi doğar... Yürüyelim arkadaşlar" diye diye yola çıkmıştık.