Baktınız; bu adam Ankara’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinin belediye başkanı ve bir sürü kir-pas içinde...
Ve dediniz ki;
"Bu ne biçim Belediye Başkanı?.."
Şimdi...
Şimdi televizyonlarda, gazetelerde, köşelerde, kürsülerde, sohbetlerde ona kızıyorsunuz.
Çeyrek yüzyılın yarısı kadardır o oradaydı.
Yeni farkına vardınız...
*
Laik cumhuriyetin başkentinin amblemine iki minare, bir kubbe koyduğunda sesiniz çıkmadı.
Vali tırstı...
İçişleri Bakanı sustu...
Başbakan ve Cumhurbaşkanı bu işe bayılıp onu aday üstüne aday göstererek başlarına taç ettiler.
Bir tek gazete ya da televizyonda tepki yoktu...
Hepiniz sindiniz...
*
15 senedir görmediniz...
Körolası o çıkarlarınız için...
Sanatın içine tükürmekten, sahtekár ortaklarının adını caddelere-bulvarlara vermeye... Cumhuriyetin anılarını silmekten deve yükü suiistimal dosyalarına kadar tarumar etti Ankara’yı...
Dönüp bakmadınız.
Tam tersine başınıza taç yaptınız Melih Gökçek’i...
Şimdi tanıdınız...
Öyle mi?..
*
Pekiiii; çarçur edilen yoksul hakkını, üçkáğıtçılara kaptırılan paraları, geçen 15 yılı...
Ama en önemlisi izleri silinen, yok edilen, çirkinleştirilen, zevksizleştirilen, cumhuriyetimizin o eski Ankara’sını kim geri getirebilecek?..
Sizin körlüğünüz bu denli pahalı mıdır?..
Siz hep böyle 15 yıl sonra mı hukuku, ahlakı, fazileti, namusu hatırlarsınız...