Gazetecinin dünyası...

BİZ gazetecilerin dünyası küçüktür.

Okurlarımızın dünyalarından daha küçük.

Dış dünyamızı büyük tuttuğumuz için, kendi dünyalarımız küçük küçük kalır.

Kendi dünyamız için bir doğa filmine bakmak yerine, oturup kamuoyu adına Irak seçimlerine bakarız. Bir akşam sofrasında eş-dost sohbetinin yerini, CHP kurultayı alıverir.

İnsanlar beni görünce nedense ‘Hükümetin durumunu’ sorarlar.

Oysa benim içimden onlara, atölyemde yapmayı düşündüğüm‘İnsan yaklaşınca kapağı kendiliğinden açılan sandık projemi’ anlatmak gelir.

Anlatamam.

Kimi görsem ‘Hükümetin durumu...’ diye kendiliğimden başlamam bu yüzdendir.

Küçüktür kendi dünyalarımız.

*

Bizim Emin Çölaşan’ın ‘Şu benim Gazetecilik-Yaşadıklarım’ kitabını okurken (Bizleri tanımak istiyorsanız okumalısınız) bunları düşündüm.

Ne kadar küçük şeylerden mutlu oluyormuşuz:

Geçen seneki grip salgınında ben evde hasta yatağımda ateşler içinde kıvranırken, haber geldi, ‘Köşen boş kalmasın diye Emin Abi senin adına yazı yazdı...’ dediler.

Sevgili Sedat Ergin’i aradım, ‘Doğru’ dedi:

‘Emin oturup senin yerine yazı yazdı, iyilik olsun diye...’

Ateşim bir kat arttı.

Evin içinde ‘Olacak şey değil... Benim yerime nasıl yazı yazar... Yani iyilik yapacaksa başka yerde yapsın...’ diye dolanır oldum.

Bürodan kimi arasam, tembihlemişler, ‘Emin Abi senin yerine yazı yazdı’ yanıtı geliyor.

Yaşar Sökmensüer’i arayıp biraz söylendikten sonra ‘Ne yazmış bir oku bakalım...’ dedim, okudu.

Deli saçması...

Benim yazı ‘Oh oh, olacak işler böyle olur...’ gibi saçma-sapan başlıyor, ne dediği belli değil...

*

Sonra...

Sonra işte ‘gazeteci dünyasından’ kaçıp, kendi dünyamıza dönüp, kıkır kıkır gülüşlerle, birkaç kahkahayla, birbirimizi işleterek, birkaç dakikalık mutluluklara sığındığımız ender an.

Ben biliyorum; az sonra kim bilir yurtta ya da dünyanın neresinde ne olmuştur da, o dudaklardaki tebessümler yarım kalmıştır.

Kendi dünyamızın çoğunu veririz.

Azı bize kalır.
..
Yazarın Tüm Yazıları