Ömründe hiç parası olmamış bizim ufak Remo"bip" sesinden sonra bilgisayarın başında "İşte aldım" demişti.
Mont almış...
Ki ben de markete gittiğimde, kartın takıldığı sanal álemden gelen bir "bip"le hesabı öderim, param olsun olmasın.
Sanal álemin kuşu böyle ötüyor...
Nasıl olsa bizi "Seni bir kuş getirdi", elimizden alınan şeyler için de "kuş götürdü" diye diye büyüttükleri için yadırgamadık.
*
Artık her şey bir "bip"le oluyor.
İçinde "bip" sesi veren sanal kuşa sahip olan herkes, şirket bile kurabiliyor, yatırım yapabiliyor, para kazanıyor, harcıyor, alıyor, veriyor...
Fabrika yok, baca yok, atölye yok...
Kazma yok...
Kürek yok...
Her şey "bip" sesleri ile...
Bir de bakıyorsunuz ki işsiz, parasız pulsuz E-kuş sahibi, kartını takıp bir "bip"le yüklenmiş mağazaya gidiyor.
Kepçe kulaklı, fincan dibi gözlüklü, benzi sarı cılız çocuklar "bip" ile floresan kılıçlı çelik dev "Agor"u yere devirirken, babası içerde bir "bip" ile menkul kıymetleri dolaşıp para kazanıyor.
Buna "E tüketim-E üretim" diyorlar.
Emek yok...
Çaba yok...
Üretim yok...
Çalışmak yok...
*
Bu çöktü.
Ekonomik kriz; aslında her şeyi bir "bip" sesine indirgeyen yeni dünya düzeninin su koyuvermesidir.
Önce uluslararası kimi büyük bankalardaki kuş sustu, sonra dünyadaki "bip" sesleri azaldı.
(Krizin Türkiye’yi daha az etkilemesi ise; henüz aziz halkımızın bilgisayarda, dolayısıyla "bip" diye öten o E-kuşa yeterince sahip olmayışındandır)
(.........)
Cinliği, beleşçiliği, avantacılığı, kolaycılığı, yozlaşması, ama en çok da ahmaklığı başına yıkılıyor insanlığın.