Dün makul bir gündü...

İŞÇİLERİN bayramı 1 Mayıs, makul biçimde kutlandı.

Beş yüz bin-bir milyon emekçinin el ele, omuz omuza... Alın teri ile yaşamanın gururunu haykıra haykıra kutlaması gereken bayramda, iki-üç bin işçinin makul sıralar halinde Taksim’e çıkmasına izin verdiler.

Haberin Devamı

Sayı makuldü...

Yürüyüş makuldü...

Adımlar makuldü...

Sloganlar makuldü...

Zaman zaman kalabalığa karışmak isteyenleri polis makul olmaya davet etti, onlar makul olamayınca, makul sayıda biber gazı bombası atıldı üzerlerine, makul biçimde coplanıp, makul bir dayaktan sonra makul hale getirildiler.

Tayyip Erdoğan’ın “1 Mayıs’ı resmi emekçi bayramı yapma noktasında bu kararı almış bulunuyoruz” dediği gün, ben işçilerin dayak yiyeceğini anlamıştım makul olarak...

Makulü oldu...

Makul sayıda, makul sıra halinde, makul ses çıkartarak, makul makul Taksim’e gidenler makul karşılandılar...

Makul olmayanlar?..

Makulleştirildiler...

Polisin bayramı canlarının istedikleri gibi, makul olmayacak şekilde kutlamak isteyenlerin kafaları yerine makul yerlerine vurmaları sık sık anons edildi...

Haberin Devamı

Ki yaralananların çoğunun şişen yerleri, makul yerleriydi...

*

Bence Türk-İş’in; Hak-İş ve AKP milletvekilleri ile işçi kitlesinden ayrı olarak yönetici kadrosu ile Taksim’e erkenden gelip gitmesi de makuldü.

Makul işçi örgütüdür Türk-İş...

Aslında insan sıkılır, makul olanı...

Emekçi kardeşlerinin yüzüne bakamaz...

*

Dün olanlar makuldü:

Bu ülkenin çalıp çırpmayan belki de tek kesimi... Şerefli emekçileri, korku içinde, çekine çekine, polis çemberinde, copların ve panzerlerin gölgesinde, kendi ülkelerinin bir meydanına götürülüp getirildiler...

Savaş esirleri gibi...

Makul saatte...

Makul sayıda...

Makul adımlarla...

Makul makul...

Yazarın Tüm Yazıları