Doğanın bayramı...

NEVRUZ ateşini yaktılar.

Vali, "Çok güzel bir şekilde yakın, bakan bey birazdan gelip üzerinden atlayacak..." dedi.

Bakan geldi...

Ömründe birçok şeyin üzerinden atlamıştı Bakan; soldan sağa, makam masasının bu yanından o yanına, 96 Reno’dan 550 S Mercedes’e, o partiden bu partiye, parasızlıktan zenginliğe, saf insanların üzerinden devletin sırtına...

Ama ateşin üzerinden hiç atlamamıştı.

Ateşe baktı...

Üç adım geri çekildi...

Sağ ayağını öne koydu... Masayı kendine doğru çeker gibi, yumruk yaptığı ellerini üç kez ileriden geriye doğru çekti...

Ayaklarını havada ters "V" harfi biçiminde açması gerektiğini düşündü... Yok eğer iki ayağı aynı anda paralel öne giderse, ateşin üzerine kıç üstü oturma ihtimali aklına geldi.

Ve durup valiye sordu:

"İtfaiye burda mı?.."

Yeniden geri geri çekildi, önce sağ ayağını atmaya karar verdi, sonra sol ayağını...

Yok eğer ikisini birden öne atarsa...

İtfaiye...

(.........)

İşte siz gazetelerde o fotoğrafı gördünüz; Bakan havada, nevruz ateşinin üzerinden atlarkenki...

*

Nevruz, doğanın bayramıdır.


Doğanın uyanışını-dirilişini... Çiçeklerin açışını... Kuşların büyük göçünü... Kumruların gelişini kutlamak için...

Sincapların, yunusların, leyleklerin, ırmakların, göllerin, ormanın, ovaların bayramı...

Ama tümünü yok ettiler...

Ağaçları kestiler, kurtları vurdular, korulukları müteahhitlere sattılar, koylar bitti...

Deniz kirli, ovalar yok...

*

O zaman bir pis asfaltın üzerinde ateş yakıp, başında yalanlar sıralayıp, sonra ateşin üzerinden atlamak kaldı geriye...

İşte; doğayı yağmalayanlar, çalanlar, satanlar...

Bir cenneti bitirenler hiç de utanmadılar...

Dün nevruz ateşinin üzerinden atladılar...
Yazarın Tüm Yazıları