Dindar sayısı kaç?..

GERÇEKTEN "dindar" sayısı arttı mı?

Türban artışına, selamlaşma biçimine, konuşma metinlerindeki "Allah’ın izni ile" sayısına, "cumaya" gidenlere, badem bıyık potansiyeline bakılırsa arttı.

12 Eylül döneminde de "Atatürkçü" sayısı artmıştı.

Atatürk heykeli döken alçı atölyeleri ulusal ihtiyaca az gelirken, evlerin pencerelerinden "Uzun uzun kavaklar, dökülüyor yapraklar, ben atama doymadım..." şiirini okuyan babaların sesleri gelirdi.

Ve "Baba Türkçe kitabımı ver..." diye ağlayan çocukların...

Yok eğer "Ama AKP yüzde 46 oy aldı" derseniz... 12 Eylül anayasasına da "yüzde 92 ile evet" demişti halkımız.

Yine 27 Mayıs’tan bir gün önce halkımızın görülmemiş kalabalıklarla meydanlarda Menderes’i alkışladığını, 27 Mayıs sabahı da görülmemiş heyecanla tankları alkışladığını tarih kitapları yazar.

*

Eğer şimdi de dindar sayısı arttıysa...

Bence insan durup dururken "Ben dindar oldum" diyemez. Çünkü din; bir derin ve yüce duygudur.

Hani palto gibi havaya göre giyilip-çıkartılmaz.

Hadi diyelim ki insan kutsal mekanlar gibi ortamlardan etkilenip aniden "imana" kavuştu...

Ama televizyonda "güçlenen AKP" haberlerini dinlerken fırlasa:

"Ben bir şey oldum..."

"Ne?.."

"Dindar..."

*

Bence halkımız duruma göre ne olması gerektiğini biliyor.

İktidar liberalse; liberal...

Muhafazakársa; muhafazakár...

Askerler darbe yaptıklarında; laik...

AKP iktidarsa; dinci...

Duruma göre...

Bizler "Tayyip Erdoğan değişti mi, değişmedi mi?" diye tartışırken, aslında halkımız değişti:

"Bir şey oldum yine..."

"Ne?..."

"Müslüman..."

Bunu nasıl yapar bilemeyiz.

Ama çağdaş demokrasilerde toplum iktidarı denetlerken, bu memlekette küçük avantalar yüzünden iktidara şirin gözükme tutkusunun trajikomik öyküsüdür bu.
Yazarın Tüm Yazıları