FEHMİ, sen kalk Tayyip Erdoğan’ın gelişini Obama’ya, şimdiki halini ise dağıtarak gitmekte olan Bush’a benzet.
İşte; Başbakan "Sevsinler seni, yazıklar olsun sana..." diyerek çok kızdı...
İyi mi?..
Bir daha uçağına da almayacak Fehmi’yi...
Bunu Fehmi de anladı ki, baktım TRT’ye çıkmış, "Fazlaca AK Partili bir tutum içinde böyle bir değerlendirme yapmışım" diyerek düzeltiyor.
(.........)
Yazarın yazdığı yazıdan ürkmesi, enteresan bir duygudur.
Yazar kendi kendiyle karşılaşmakta, kendi yazdığı yazıdan korkarken, içinden bir ses devamlı, "Ne halt ettin Fehmi..." demektedir.
Ki ben o duyguyu bilirim.
Durup dururken insanın işaret parmağı havaya kalkar, herkes başka bir şey konuşurken o, "Yani ben fazlaca şey duygusu içinde demek istedim ki..." diye başlar.
Sabit bir noktaya bakar yazar...
Çevresindeki tüm diğer haberlerden, olaylardan, gelişmelerden, olupbitenden soyutlanmıştır.
Söylenenleri duymaz...
Duysa anlam veremez...
Bir uçak gelir gözünün önüne arada bir.
Kendini uçağın içindeki döner koltukta otururken düşünürken tombik yanaklarda beliren gülücük bir anda kaybolur...
Çünkü bu kez kendisi yerden bakmaktadır, uçak ise havada...
O an "Gulk..." biçiminde sesler çıkartır.
Gözleri masanın köşesine sabitlenir...
Küçük kabak dolması biçimindeki işaret parmağı işte o an havaya kalkar ve yazar, "Yani ben demek istedim ki, fazlaca Ak Partili bir tutum içinde yapmışım demek ki..." der.
*
Olsun...
Yine de anlıyoruz ki; Fehmi Koru"Fazlaca Ak Partili bir tutum içinde" olduğu halde dahi anladı:
Bu arkadaşların neye benzediğini....
Ya da hiçbir şeye benzemediklerini...
İşte; bu gibi durumlarda, depremde düşen ilk tuğlaya benzer iktidarın yazarı...
Kendi patırtısından korksa da, deprem başlamıştır artık.