Oruç tutuyor, cumaya gidiyor, Allah sözcüğü dilinden düşmüyor, kadınlarını örtüyor, din-iman diye diye dolanıyor dört bir yanda.
Ama ahlaksız...
Hırsız...
Avantacı, fırsatçı, üçkáğıtçı...
Nasıl kıydınız ülkesinden uzakta, köyüne-mahallesine-ailesine hasret yaşayan, yalnızlık duygusu içindeki insanları kandırıp paralarını "hayır işi için" diye ellerinden alarak onları dolandırmaya...
Üstelik din-iman adına...
Alman savcılar el attılar, tüm bu kirli işleri Türkiye’nin önüne koydular.
"Deniz Feneri" davasını iyi izleyin, din-iman adına yapılan dolandırıcılıklardan sadece bir tanesidir o.
*
Elbette düzgün ve samimi dindarlar ayrıdır...
Ama dini-imanı günlük çıkarında, makam-mevki uğruna, ticarette ya da siyasette kullananlara iyi bakmalısınız.