Diyelim siz gidip namaz vaktinin mesai saatine göre ayarlanmasını, abdest yerine duş almanın da geçerli olmasının iyi olabileceğini söyleseniz, "Bunu tartışmalıyız" deseniz...
Bu demokrasi olur...
Ama siz de káfir oldunuz...
*
Keza askerlik...
Askerlikte demokrasi yoktur.
Tartışma olmaz, emir kesindir...
O kadar...
Yine diyelim ki komutan "Yaattt..." dedi ve siz kafanızı kaldırıp "Ben buna katılmıyorum" dediniz...
Ya da komutan "Karşı tepeye marş marş..." dedi... Ve siz "Komutanım bunu bir tartışalım" açılımında bulundunuz...
Demokratik bir girişimcisiniz, tamam...
Ama, emre itaatsizlikten katıksız hapis cezası hak etmiş bir demokratik girişimci...
*
İşte Türk demokrasisinin, bu ikisinden hangisinin elinde kalacağı söz konusudur.
Ve bu kavgalar-kıyametler bunun içindir.
Demokrasinin gerçek sahibi bilinçli insanlar ise "dinci" ya da "darbeci" olmak korkusu içinde sindiler...
Sustular...
Dinciler ile askerler arasında gidip geliyor demokrasimiz.