ALT yazıda "çevreci boru" anonsunu görünce durup uzun uzun baktım çevreci boruya.
Televizyonlarda "çevreci pencere" reklamları da var.
Çevreci yakıt...
Çevreci bina...
Çevreci kapı...
Çevreci buzdolabı...
Çevreci deterjan...
Çevreci otomobil...
Sadece "çevreci adam" yok.
*
Gerçi Çevre Bakanı "Ben çevreciyim" dediğinde, Çevre Bakanı’nın "çevreci" olduğunu duyan muhabirler bunu merkezlere bildirmek üzere hep birlikte koştular.
Hiç "Çevreci" Çevre Bakanı göreniniz var mı?..
Yok...
Tezgáhındaki afişe göre "çevreci terlik" satana ise sormuştu bizim çocuklar:
"Bunun çevreciliği nasıl yani?.."
"Giyip gidiyorsun..."
"Nereye?..."
"Çevreye..."
*
Boruların, deterjanların, pencerelerin, benzinin, terliklerin, buzdolaplarının "çevreci" olduğu... Ama çevre bakanlarının "çevreci" olmadığı bir yerdir burası.
Çevreci bir tek devlet adamı, bir tek vali, bir tek kaymakam, bir tek belediye başkanı gören olmadı.
Ama boru çevreci...
Bu yüzden çevrenin tahrip edilmesi, bozulması ve kirletilmesinde Türkiye dünya sıralamasında -Afrika ülkelerini de geride bırakarak- birincidir, birinci...
Bu birincilik; siyasetçi-bürokrat-yağmacı işadamı üçlüsünün gücünden gelir.
Bu üçü el ele verdiğinde; bir ormanın, bir koyun, bir yeşil alanın kurtulması olanaksızdır.
Nitekim tüm çevre-doğa yağmalarına dönüp bir bakın; işin içinde mutlaka o üçlü vardır; hırsız siyasetçi-rüşvetçi bürokrat-yağmacı işadamı...