Çanta...

NEYSE ki Susurluk’taki ünlü kazada kaybolan "sır çanta" 12 sene sonra bulundu.

Genelde bu tür olaylardan sonra, her zaman bir çanta vardır ve o çanta kaybolur.

Ve asıl sırlar o çantanın içindedir.

Çanta kaybolunca sırlar da kaybolduğundan, medya kayıp çanta üzerinde yoğunlaşır:

"Sır çanta kayıp..."

"Her şey o çantadaydı..."

"Sır çantayı kim aldı?.."

*

Türklerin yaşantısında çantaların dünyanın her yerinden farklı birçok işlevi vardır.

Misal; çanta bende "rüşvet" çağrışımı yapar.

Ne zaman bir çanta görsem şüphelenirim. Öyle çok belli etmeden, göz ucuyla bakarım.

Çanta; iş bitirmek, iş bağlamak, işi kıvırmak çağrışımı da yapar hepimizde. Belki de atalarımızın o sözü, bu nedenle çok sevilir:

"Çantada keklik..."

Birçok işlevi vardır bizde çantanın.

Diyelim ki milletvekillerinin çantaları, genel kurulda kavga çıktığında hedefi vurmak için kullanılsa da, kalkan olarak savunma sistemi yerine de geçer.

Keza ekonomide...

Örneğin, ihracatta TIR dolusu mallar değil, çanta dolusu káğıtlar gidip geldiği için adı "hayali ihracat" idi... Ya da; yatırım ve teşvikler sadece çantada olduğu için, çantamız çok, fabrikalarımız yoktur...

*

Ve çantadaki hukuk...


Susurluk’un sır çantasını 12 sene sonra mahkemeye getirdiklerinde hákim sordu:

"Bu ne?..."

"Çanta..."

"Ne var içinde?.."

"Boş..."

Hákim, "Ne yapalım boş çantayı?" diye haklı bir soru sormakla birlikte, çantanın içine iyice bakıp inceledikten sonra "boş" olduğuna karar verildi.

Ve Susurluk çetesi boş çantada da yoktu...

Şimdi bu "çanta" yazısını kesin...

Çantanıza koyun...
Yazarın Tüm Yazıları