Buluşma yeri...

DÜŞÜNEBİLİYOR musunuz; topraklarımızdan geçen bir borudan, bir Yunanlı ailenin mutfağına yakıt gidecek.

O mutfakta bir anne, çocuğunun mamasını ısıtacak.

Oysa bizler her zaman, kasabaların üzerinden alçak uçuşla geçen savaş uçaklarımızın, o Yunanlı ailenin başına bomba atabileceğinin gururunu yaşadık.

*

Değişmeliyiz...

Ben yine barış kapılarını açabilecek, bildiğim tek maymuncuğu sokuşturuyorum deliğe:

Diyelim ki birisine "ne olduğunu" sorduğunuzda, o sıralar:

- Türk, Yunanlı, Kürt, İtalyan, Rus...

- Müslüman, Alevi, Katolik, Yahudi...

- Erkek, kadın...

- Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı...

- Ankaralı, Tokatlı, İzmirli, Ağrılı...

- Sağcı, solcu...

Ona "Ama önce nesin?" denildiğinde, "Önce Müslümanım" ya da "Önce Yahudiyim" yanıtı, dinler arası çatışmanın başlama narasıdır.

"Önce Türküm, önce Kürtüm, önce Yunanlıyım" denildiğinde, bu ırk çatışmasının başladığı yerdir.

"Önce Fenerbahçeliyim, önce Galatasaraylıyım" denildiği an, tribünlerde kavga çıkar.

Oysa hepimizin farksızca "olabileceğimiz" bir yer vardır:

"Önce insan..."

*

Evrensel huzurun sağlanması; insanlığın bu iki kelimelik buluşma yerinde toplanmasına bağlıdır.

Şimdi söyleyin:

Mamasının ısıtılmasını sağladığınız çocuğun evine bomba düşmesini ister misiniz?

O savaş uçakları korkutsun mu bebeği?..

İnsanlık o buluşma yerinde toplandığında; suyun öbür tarafında olsun, bu tarafında olsun, babası öldürülmüş çocukların gözyaşları arasında fark var mıdır?

O doğalgaz borusu benim için işte bu anlama geliyor.

"Önce insan"
duygusunu pekiştirecek bir hat.

Bütün çocukların bizim olduğunu, bütün çocukların mama istediğini, vanası bizde olan bir borudan, uzaktaki çocuğun mamasının ısıtıldığını unutmadan tekrarlamalı:

"Önce insan..."
Yazarın Tüm Yazıları