Paylaş
Panjurlar açıldı, masalar balkonlara çıkartıldı, musluklara hortumlar bağlandı, teras süpürüldü, havlular tellere asıldı.
“Böcek”in sahipleri gelmediler.
Yalnız ve aç geçirdiği bir koca kıştan sonra, kapıları açılan her evin önüne gidip “Hoş geldiniz” der gibi kuyruğunu sallıyor, sonra bir koşu umutla kendi evine koşup bakıyor...
Kapılar kapalı...
Teras ıssız...
Hüzünle oraya çöküyor.
Her zaman yüzü mahalleye gelen yoldan yana... O köşeyi dönen her arabanın sesi ile başını kaldırıp bakıyor...
Gelen yok, giden yok...
O gri-siyah benekli, uzun kulaklı, çok çok güzel bir İngiliz av köpeği.
İsmi: Böcek...
Mahallenin bütün çocukları onu seviyorlar. O da herkesle dost. Yazlıkçılar geldikçe sevinip koşuyor.
Ama o insanlardan daha vefalı olduğu için, mutlaka sahiplerini istiyor...
Sonra bir koşu kendi evine gidip bakıyor...
Kimse gelmiyor...
¡
Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Antalya’da “Beni terk etme” kampanyası başlattı. Herkes bu yaz günlerinde hayatın tadını çıkartırken, mehrametli-yüreği sevgi dolu HAYTAP üyeleri çırpınıp duruyorlar.
Afişlerinden birisine uzun süre bakamadım; bir köpeğin giden arabanın arkasından bir bakışı var ki...
Altında kocaman yazılı:
“Ben terk etme...”
Kendini bir ailenin ferdi sanan, onları seven, onlar çarşıya gittiklerinde bile oturup ağlayan, gece kalkıp kalkıp sahiplerinin nefes alışlarında varlıklarını kontrol eden köpeklerin, bir gün terk edildiklerinde ne hissettiklerini tamı tamına anlayamayız...
Ama aylarca ağladıklarını ve “gelecekler” diye hep beklediklerini biliyoruz.
¡
Böcek bekliyor...
Hüzünlü gözlerinde sevinç ve telaş var... Her geleni karşılayıp, son hızla kendi evine gidip kapıya bakıyor...
Sonra gelen yola dönük oturuyor...
Gelen yok...
Paylaş