Bir ÇÜK olamamışken...

AKLIMA takıldıkça canım sıkılırdı ve kendi kendime söylenirdim kimi zaman:

"Bir ÇÜK olamadım..."

Bana o VIP (Very Important Person) kartı geldiğinde... Bir bakıma Türkçesi Çok Ünlü Kişi (ÇÜK)...

Evet, ÇÜK olduğuma ilişkin kart geldiğinde, çok sevinmiş, eşe dosta göstererek açıklamıştım:

"Sonunda bir ÇÜK olduk..."

Sevenler sağolsunlar kutlamışlardı. Bu duyguyu tadamamış kimi eş dost ise sormuştu:

"ÇÜK olmak nasıl bir duygu?.."

*

Önümde bir şema duruyor ve ben, dudaklarım bir uzayıp bir kısalarak bakıyorum.

Bu, Ergenekon kapsamında olduğu öne sürülen şema:

"Ergenekon Şeması..."

Tepeden başlayarak oklar iniyor aşağıya ve bölüm bölüm ayrılarak, her bölümdeki isimler sıralanmış.

"Muvazzaf subaylar", "ekonomi lobisi", "siyasi kanat", "medya-gazeteler" vesaire...

İşte ordayım tepede; Ergenekon’un medya ayağında...

Hem Ergenekon’un öldürülecekler listesinde yer almak, hem Ergenekon’un içinde olmak bende değişik duygular uyandırsa bile, bu sefer artık gülemiyorum da...

Bu nedir?...

Bir hukuk devletinin hukuku mu?..

Yoksa dedikoduların, çirkefin, iftiraların, yalanın, entrikaların yarışı mı?..

Listede nur içinde yatsın sevgili Gülçin Telci de var, o on sene önce öldü... Ankara Temsilcimiz Enis Berberoğlu da listede, ama "Sabah’ta" çalışmakta...

En vahimi Ertuğrul Özkök de aramızda... Terör örgütü üyesi olarak eline tabanca verseniz ya kendi ayağını vurur, ya da kazara Oktay Ekşi’yi...

*

Böyle midir hukuk devletinin ciddiyeti...


Ergenekon’u "içinde kirli-kanlı çetelerin olduğu çuvala, laik cumhuriyetçilerin doldurulduğu dava" diye tarif etmiştim... Ama bu kadar komik olabileceğini düşünmemiştim doğrusu.

"Bir ÇÜK olamadık" derken, önümdeki şemaya bakıyorum...

Evet...

İşte oradayım, başta...
Yazarın Tüm Yazıları