Bekir Coşkun: Beyaz adam...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Doğanın yok oluşundan yakınan o ünlü Kızılderili reisin mektubu ‘‘Beyaz adam geldi...’’ diye başlar.

Sonrasını zaten siz biliyorsunuz.

Bufaloları vurdular, geyikler tükendi, gölleri-sazlıkları kuruttular, ırmaklardaki balıklar zehirden öldüler, ormanları kestiler, otlaklar fabrikalaştı.

Beyaz adam gelmişti...

Bizde ‘‘Beyaz adamın gelişi’’ 1950'dir.

Bizim beyaz adamların beyazlığı, sadece yüzlerinin kızarmamasından değil, Amerika'daki beyaz adam anlayışını beyinlerinde taşımalarından... Rant için, kár için, para için hiçbir engel tanımamalarından...

Fabrika yapmak için ormanı yakmak mı gerek, yaktılar.

Daha çok kár için fabrikanın zehirli atığını yeşil ırmağa-göle boşaltmak mı gerek, boşalttılar.

Oy almak için gölün kurutulup, arazisinin köylülere rüşvet olarak verilmesi mi gerek, kuruttular.

*

DSİ'nin 1952'den başlayarak, resmi adı ‘‘Göl Kurutma Çalışmaları’’ olan faaliyeti sonucunda iki yüzün üzerinde sulak alan-sazlık, ya da göl kurutuldu.

İçlerinde cennet gibi olanlar vardı:

Yamansaz, Küçükseyfe, Avlan, Karagöl, Manay Gölü, Genceli Gölü, Kurugöl, Sarıgöl, Sultan, Kastel, Akgöl...

Say say bitmez.

Kurutulan göllerin arazilerini ya köylülere her seçim öncesi dağıttılar, ya da belediyelerdeki çeteler ile müteahhitler oralara binalar yapıp rantı paylaştılar.

Misal; kaç ay önce Kastel Gölü'nün kayıp olduğunu yazmıştık, DSİ öyle bir göl olmadığını bildirdi. Ama gölü kuruttuktan sonra tabelasını unuttukları için, geçen gün baktım; çevreciler unutulmuş paslı ‘‘Kastel Gölü’’ tabelasının önünde fotoğraf çektirmişler, Radikal yayımladı.

Tabela var, ama göl yok.

147 tür kuşun barındığı Yamansaz'ı ise kurutarak üzerine kooperatifler tam 4 bin konut kondurdular.

*

Ama doğa bağışlamaz...

Yapılan apartmanlar sulu zeminde yan yattı. Antalya'ya yolunuz düşerse gezebilirsiniz, hepsi Eyfel Kulesi gibi oldu. Göl üzerinde yaşamak için kuş beyinli olmak yetmiyor.

Yüzü asla kızarmaz beyaz adam böyle yapıyor.

Ve asla durmayacak...

Son dal kesilene, son ırmak kuruyana, son damla su kirlenene, son ceylan tükenene, son kuş vurulana kadar...



Yazarın Tüm Yazıları