Balyoz...

SAHİL Güvenlik botunun yanındaki iskeleye bağlı, mültecileri kaçırmakta kullanılan ama yakalanmış bir kayık gösterdiler bana.

Altı metre kadar, eski, sağına-soluna yamalar yapılmış, içine kötü bir kırmızı boya sürmüşler.

Hiçbir şey yok kayıkta.

Bomboş...

Daha çok devler için yapılmış bir tabuta benziyor.

Sadece tam ortasında kocaman bir balyoz duruyor.

"Bu balyoz?..."

"Kayığı batırmak için..."

*


Ortadoğu ülkelerinde batıya kaçmak isteyen insanlar her şeyi deniyorlar.

Kimi zaman balıkçılarımız cesetlerini topluyor denizden, kimi zaman TIR’larda havasız kalıp ölenleri tarlalara atıyorlar, kimi zaman bir uçağın tekerleğine sarılıp batıya uçmak isteyen bile çıkıyor.

Bizim Sahil Güvenlik (Dünyanın en iyi Sahil Güvenlik’lerinden birisidir) genelde her gece denizden topluyor onları.

Ama aynı gün binlercesi yola çıkıyor; İran’dan, Suriye’den, Irak’tan, Yemen’den, Pakistan’dan, Mısır’dan, Kuzey Afrika’dan, Arabistan’dan...

Geri kalmışlıktan kurtulmak için ölümüne kaçıyorlar.

Göz göre göre yaşamlarını hiçe sayıp, yüzde üç-beş şanslarını deneyip, istedikleri o yere ulaşmayı deniyorlar:

Uygarlığa...

*


O kayığın içindeki balyoza uzun uzun baktım.

O insanlar bir çürük kayığa doluşup, devriyeler gözüktüğünde belki de yaşamlarına inecek balyozu ayaklarının altına alarak uygarlığa doğru yola çıkarken, Türkiye onların kaçtığı yere doğru koyulmuş yola...

Müslüman ülkeler içinde laik ve çağdaş kimliğe sahip tek ülke Türkiye’nin insanları, yüzlerini dönmüşler ortaçağa...

Giderek Arabistan’a benziyorlar...

Giderek İran’a...

Devletin en tepesinden, Mahmutpaşa çarşılarına kadar...

Her gün binlerce insan ölümüne uygarlığa doğru kaçmaya çalışırken, Türkiye’nin yönü tersine tersine...

O balyoza uzun uzun baktım.

Bir millet kendisine sunulmuş çağdaşlık denilen nimetin farkında bile değil... İnsanların kaçıp kurtulmak istediği yere doğru almış başını gidiyor.

Nasıl olur?..

Canım sıkıldı...

O balyoz kaç gündür gözümün önünden gitmiyor...
Yazarın Tüm Yazıları