TURİSTLERE balık satmak için balık çiftliklerini kurdular ama balık çiftlikleri yüzünden turistler kaçtı.
Bazen böyle terslikler oluyor:
Balıkları ağırlayıp, turistleri kaçırmak...
Turistler kaçtı, zaten balıklar da öldü.
Televizyonda Muğla Valisi’ni gördüm, medyaya "Turistler kaçmamıştır" diyordu. Oysa arkadaşlarımız turistlere (rezerv yaptıran şirketlere) sordular, onlar "kaçtık" dediler.
Doğrusunu isterseniz balıklar ile turistleri buluşturarak para kazanmak iyi bir projeydi. Ama restorandaki masada değil de kumsalda buluşturmak uygun düşmedi, o kadar.
*
Balıklar niye öldü?
Pislikten...
Ve televizyonda o balık çiftliklerine imza atarak onay veren bilim adamlarını gördüm.
Bilim adamları öyle balığa bakıyorlardı.
Bakıyorlar; niye öldü...
Böyle terslikler olur bazen.
Bilim adamları bilimsel olarak elbette, "Balıklar bu pis denizlere dayanamadılar, öldüler" diyemedikleri için "Oksijen azlığına dayalı, solunum yetmezliği" diyorlar.
Bilirsiniz; bu balıklar hep gözleri açık giderler.
*
Bir doğa savaşçısı Büyükelçi Suha Umar, bu balık çiftliklerinin ulusal faciaya dönüştüğünü dört sene önce yazmıştı. Milliyet’teki dünkü yazısında da o koylarda gırgırla kaçak balık avlayan bir işadamının, Sahil Güvenlik botuna "kaçan balıkları yakalıyorum" dediğini yazdı.
İşte bu iyi bir fikir, kaçak balıkları yakalamak...
Geriye kaçan turistler kalıyor.
*
Tek tek bakıyorum hepsine; koca denizin elden gittiğinin farkında olamayan, ama İngiltere’deki turistlerin kaçmadığını bilen Vali... Kirlenmesine izin verdikleri denizdeki balıkların niye öldüğünü düşünen bilim adamları...
Kaçan balıkları yakalamaya çalışan yatırımcı...
Kaçan turistler...
Ölen balıklar...
Bu ne rezalettir, bu ne akılsızlıktır diye sormuyorum bile.