Ugur Mumcu’yu, Ahmet Taner Kışlalı’yı, öbür aydınları...
Madımak Oteli’nin içine ozanlar, yazarlar doldurulup ateşe verildiğinde, en önde baktım o.
Sormuştum:
"Tabancan hani?.."
"Tabancam mı?.."
"Evet..."
Bir yarasa gibi kara dumanların içinde kaybolurken bakmıştım, bu sefer elinde benzin bidonu...
Ve dün gazetelerde onun fotoğrafı vardı, öğrencilerin üzerine ateş ederken, bir yarasa gibi.
*
O asla bir "provokatör" değildir.
Gerçeği bir türlü görmemek için, kimi siyasileri kurtarmak için, bazılarımız ona "provokatör" deriz.
Oysa o; kendini vatanın bekçisi sayan, hurafeler ve efsanelerle beyni yıkanmış, uygar olmak istemeyen, kaba kuvvetten başka zenginliği olmayan, ilkel tutkularla yaşayan, gördüğü her aydınlık düşünceyi öldürmek isteyen, çağdışı bir yaratıktır.