ATATÜRK, Fatih Altaylı’nın "Teke Tek" programını öbür dünyadan seyrederken "Ben Atatürk’ü sevmiyorum, Humeyni’yi seviyorum" diyen türbanlılara çok kırılmıştır zaten.
Uzaktan kumanda aletini İsmet Paşa’nın önüne atıp "Zapla İsmet..." demiştir:
"Peki bu ne?.."
"Hadi Gel Bizimle Ol..."
*
Bunlar tabii ki Atatürk’ü sevmezler. Çünkü Atatürk’ün rugan potinleri, fötr şapkaları, yakası kolalı gömlekleri vardı.
Yüzmeyi severdi Atatürk.
Dans ederdi.
Rakı içerdi.
Köpeği de vardı Atatürk’ün.
O Türkçe yazdı, Türkçe konuştu.
Ata binerdi adam gibi.
Savaşırken de, severken de koca bir yüreği vardı onun. O medeni kişiliği ve o koca yüreğiyle bu toprakları özgürleştirip uygarlığa doğru yol alsın diye, devrim yasaları ile donatarak bırakıp gitti.
Bunlar Atatürk’ü sevmezler.
*
Peki siz?..
Siz sevdiniz mi Atatürk’ü?..
Atatürk’ü sevmeyenleri başınıza taç yapıp Türkiye’yi onlara teslim ettiniz ya... Zenginler kasaları-cüzdanları hatırına, fakirler bir torba nohut karşılığında, orta halliler bir aymazlık pahasına sattınız ya koca Atatürk’ü.
Bakın Türkiye’nin haline.
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ve ülkeyi yöneten iktidar partisinin, o televizyona çıkıp "Atatürk’ü sevmiyorum" diyen türbanlı kızlarla aynı suç iddialarından yargılandıklarının farkında değil misiniz?..
Pekiiii...
O türbanlı kızların önüne düşüp Türkiye Cumhuriyeti’ni "dinci simgelere izin vermiyor diye"AİHM’ye şikáyet edene selam çakıp ne diyorsunuz:
"First Leydi..."
(.........)
İşte böyle sevenleri ile sevmeyenleri arasında bir yerdedir Atatürk...