ŞEHİT anneleri ağladığında, o gözlerden akan yaşların bir sorumlusu vardır.
Bu ahlaksız, kirli, kanlı ve acılı ortamları yaratanlar ve sürdürenler, her damla gözyaşının sebebidir...
Ve en azından bir damla size düşer...
Bir damla bana...
*
Güzel bir dünya için hiçbir talebimiz olmadı:
Hukuk...
Demokrasi...
Çağdaşlık...
Bağımsızlık...
Medeniyet...
Ne bu soytarılaştırılmış demokrasiye bir tepki, ne hukuk talebi, ne bağımsızlık derdi, ne çağdaşlık isteği...
Bir millet vardı sadece; kadere razı..
Sessiz, yönsüz...
*
Bağımsızlıkta; duygularını Kurtlar Vadisi’ne kaptırmış, Polat Alemdar’la gururlanan bir toplum...
Hukuk; iş bitirici avukatların elinde olan bir şeydi her zaman...
Medeniyet; bir cep telefonu ile bir Japon arabasının arasındaydı...
Demokrasi; bir torba nohut ile yarım ton kömüre endekslendiğini görmedik mi?..
Çağdaşlık:
Bu toplum tarafından seçilmiş devlet adamlarının aile fotoğraflarına baktığınız zaman... Ve gözümüz Arabistan’a benzeyen sokaklara takıldığında, anlarsınız, bu hangi çağdır?..
*
Böyle bir toplumun hak ettiği yerdir burası...
Burada analar ağlar...
Ve hak edilen devletin ve devlet adamlarının, kara yazgı karşısında aciz, beceriksiz, yetersiz kalışının sonucudur o gözyaşları...
Eğer yedi devlete karşı savaşmış ve kazanmış bir ulus, bir avuç eşkıya ile başa çıkamıyor, çocuklarını veriyorsa...
Basiretsiz, bağımlı, kişiliksiz politikaların ve o politikalara yol veren milletindir suç-günah...