Anne... (3)

ŞU gökkubbe altındaki tüm anneler aynı.

Elinde file ile evine koşan anneyle, ağzında yiyecek kırıntısıyla yuvasına dönen serçenin, o gizemli annelik duyguları arasında hiç fark olmamalı.

Ceylanlar yalayarak yavrularının saçlarını tararlar.

Bir kedinin yavrularını yemeğe çağırırken çıkarttığı ses ile bizim annelerimizin camı açıp "Çocuklar yemek hazır..." diye sokağa seslenmeleri nasıl da benziyor.

*

Anne kangal,
o gün son kez altı yavrusu ile kumsalda oynadı.

Kimi zaman Andree ile oyunlarına biz de katıldık, burnumuzu çeke çeke...

Anneye, "Sen bebeklerini sütünle büyüttün, ama onları besleyemezsin... Yazlıkçılar gittiğinde, panjurlar kapatıldığında, buralar ıssız ve sessiz olacak... Sizlere yemek veren kimse kalmayacak mahallede... Yavrularını elinden alıyoruz sanma, ama onların mutlu yaşamaları için bize ve sana ağlamak düşüyor" dedim.

Bütün anneler gibi bunu anlamadı...

(.........)

Sonunda....

Sarımsaklı’da bahçeli bir evleri olan, belki binlerce çocuğumuza fazilet dersi vermiş öğretmen Şükran Hanım ile eşi Sebahaddin Kıymetli "Leydi"yi aldılar, haftaya onu görmeye gideceğiz.

Dostlarımız Naci-Gülgün Tuncay, iki bebeği Yalova’daki çiftliklerine istediler. Komşularımız Birsel-Necati-Seda Kutlu ailesi arabaları ile götürdüler bebekleri. Sevgili Naci tekne tasarımı-yapımı ile uğraşırken, bebeklerin aletlerin sapını yiyerek ona yardım ettikleri haberleri geliyor.

İki bebeği; genç mühendis çift, Canan ile Süleyman Hacımusaoğlu gelip aldılar, Antalya-Demre’de işlettikleri Hoyran Köy Evleri’nde iki kardeş oynarken ilk görüntüleri geldi bilgisayardan.

Birisi kaldı, biraz çaresiziz.

Ayakları büyük olduğu için adını "Postal" koyduk.

Onu Ankara’ya götürüyoruz, bizim oğlumuz oldu.

Gününün bir kısmını kimsesiz ve hasta hayvanlara ayıran Veteriner Hekim Furkan Kamburoğlu annenin bakımını üstlendi.

Daha şimdiden, İstanbul’a dönen komşularımız Ali-Şükran Hoca’lardan ilk koli mama ulaştı bile anneye.

(.........)

Anne, Postal ile aşağıda oynuyor. Ben yukarıda yazımı yazarken, káinatın en anlamlı yapıtının, bu annelik duygusu olduğunu düşünüyorum.

Bir ucunda aşk, öbür ucunda gözyaşı olan annelik...

Ve anneler geçiyor gözümün önünden.

Yanaklarımı silerek selamlıyorum tüm anneleri...
Yazarın Tüm Yazıları