Ambardakiler...

UFUKTAN büyük gemiler geçiyor.

Siz bu yazıyı okuduğunuz anda bile Akdeniz'de en az beş gemi dolusu insan, sintine boşluklarına, yük ambarlarına doluşmuş, Batı'nın zenginliğine doğru umutla yol alıyorlar.

Kaçak, yasadışı, istenmeyen insanlar.

Asya'nın, Ortadoğu'nun fakirleri.

Onlar, yurtlarını terk edip, küçük çocukları kucaklarında, ölümü göze alarak sintinelere doluşuyorlar.

Ambar kapakları çoğu kez bir daha açılmıyor bile.

Öylece sessiz ve topluca ölüyorlar.

Yine de kimse onları durduramıyor.

Ne Batı ülkelerinin deniz devriyeleri, ne kıyılarda bekleyen askerler, ne mülteci kampları, ne hurda dört gemiden sadece birisinin kıyılara varışı, ne sintinelerdeki ölüm...

*

O sintinelerde doluşanlara göre; uygarlığa ve zenginliğe koşmak buna değer çünkü.

Hukuk, demokrasi, bir nefes huzur, bir gıdım sosyal güven, çocukları yarınlardan emin büyütmek, korkusuz bir uyku, bir tüten baca, bir iş, biraz aş...

İnsan olmanın farkına varmak...

İtilmeden-kakılmadan yaşamak...

Buna değiyor.

Bunun için doluşuyorlar sintinelere.

Vazgeçmiyorlar.

*

Doğrusunu isterseniz bizler de en büyük geminin sintine ambarında gibiyiz.

Sintine pisliğinden ve karanlığından beter bu sistemin bekçileri Türkiye'nin AB'ye girmesini istemiyorlar.

Başta MHP ve derin devlet olmak üzere birçok güç.

Bence sintine kapaklarını açmalıyız.

Karanlıkta ve korkakça beklemek yerine başımızı kaldırmalıyız.

Çünkü; kayalık kıyılarına doğru yollara düşmek yerine, bu ulusun ayağına gelen bir tarihsel şans var.

Sintinelerdeki o zavallı insanların, ölümü göze alarak ulaşmak istedikleri uygarlıkla, bizim onurlu biçimde kucaklaşma şansımız var.

Gemi ambarlarına-sintinelere doluşup oralara gitmektense, orayı buraya getirmek için...

Buna kim ‘‘Hayır’’ diyebilir?..

Ne hakla?..
Yazarın Tüm Yazıları