O geminin ambarında "mutlu zenginliğe" varmayı beklediler.
İnsan her "gullufff" dalga sesinden sonra "mutlu zenginliğe" biraz daha yaklaştığını zanneder.
Ve karanlıkta sorar:
"Vardık mı?.."
1970’lerde "müreffeh memlekete", 1980’lerde "küçük Amerika’ya" ulaşmak için ambara doluşanlar da sormuşlardı:
"Vardık mı?..."
"Nereye?..."
"Küçük Amerika’ya?..."
*
"Avrupa’ya gidiyoruz" diye Edirne’den yola çıkıp, batıya doğru uzun bir yolculuktan sonra Lüleburgaz çayırına varanlar... Ya da "Medeniyete gidiyoruz" diye İzmir’den denize açılıp uzun bir yolculuktan sonra Aliağa kıyısına çıkanlar, hiç fark etmez...
Karanlık ambara doluşup beklemenin riskidir.
Ambardakilerin tek görevi vardır:
Teslimiyet...
Sessizce, tepkisiz, sorgusuz teslimiyet...
*
Sessizliğin, zavallılığın, teslimiyetin, hatta ahmaklığın ağır faturasıdır bu.