AB’ye uyum yasaları çerçevesinde Türk Ticaret Kanunu’nun değiştirilmesine TBMM’de başlandı. Hürriyet bunu "Alaturka hayat bitiyor" başlığı ile duyurdu okurlarına.
Misal; otobüste lahmacun yasak...
Firma aynı yeri iki kişiye satamayacak...
Ya da alışverişte; paket büyük, içindeki mal küçük olmayacak... Çarşıda-pazarda mal ile ilgili verilen bilgiler, notlar, yazılar... Diyelim ki çerez paketinin üzerindeki vasıflar doğru olacak...
Ne bileyim ben...
*
Tek kelime İngilizce bilmeyen Başbakan için, TBMM albümünde "Yabancı dili; İngilizce" yazılan bir ülkede... Bakkaldaki çerez paketinin üzerindeki bilginin doğruluğudur söz konusu olan...
AB nereden bilsin?..
Diyelim ki; büyük paketin içine küçük şeyi koymak...
Oysa tam tersine, küçük paketlere büyük büyük şeylerin konulduğu yerdir burası:
Dağıtılan nohut-makarna paketinin içine koca Türkiye’nin istikbali sığar da...
Kömür çuvalından çıkmaz mı demokrasi?...
*
Otobüste lahmacun yemenin lafı mı olur?...
Uçak iyi uçsun diye apronda deve kesenlerin mönüsüne yeni ilaveyi müjdeliyordu televizyonlar daha birkaç gün önce:
Lahmacun...
Çünkü değil otobüsteki koltuğu iki kişiye satan, kooperatif dairesini otuz gurbetçi ailesine satanın, ahlaki değerleri kontrol eden RTÜK’ün başkanı olduğu yerdir burası.
Ve din-iman ambalajının içinden ahlaksızlığın çıktığı yer...
*
"Alaturka hayat bitiyor" başlığına bakıyorum...
Bu gerçekleşebilir mi?...
Türk toplumu sandığa giderek ak oyları ile tercihini yaptı ve tüm bunları seçti.
Dönüp bakar mısınız; alaturkalığı da aşıp, giderek Arabistan’a benzedi Türkiye.
Muhalefet partisi dahi, alaturka ambalajı düzetmek için kara çarşaflı kovalıyor.