Çünkü buna Trabzonspor izin verdi. Trabzonspor’un orta sahası o kadar etkisizdi ki inanılmaz. Etliye sütlüye fazla karışmadan çok nazik oynadılar. Böyle mi olmalıydı? Tabii ki hayır. Mehmet Ekici, Okay, Aytaç ve Onazi rakibi bunaltmalıydı. Hadi bunu yapamadınız diyelim, kanatlara ne demeli? Trabzonspor ilk yarıda kanatları kırık kuş misaliydi. Adanaspor’a bakıyorum, kaleci Hayrullah ve Bekir’in dışında hepsi yabancı. Ama buna rağmen dün akşam ilk yarıda sanki yıllardır beraber oynuyorlarmış gibiydiler.
UYDURUK PENALTI ADANA’YI YAKTI
Aslında maç başlarken her şey Trabzonspor lehindeydi. Adanaspor’un hiç atağa bile kalkmaya niyeti yoktu. Renan 35. dakikada Yusuf’a ikram etti. Yusuf da ikramı geri çevirmedi. Adana ilk yarı bitmeden Foguinho ile eşitliği sağladı.
İkinci yarı için takımlar sahaya çıkarken, hakem
Özellikle orta sahada çok iyi pres yaparak Kayserispor’un direncini kırdı. 20. dakikada Yusuf’un direkten dönen topu golün geleceğinin müjdesi gibiydi. N’Doye baktı ki gol atamıyor ve pozisyona giremiyor, en doğru işi yaptı. 36. dakikada orta sahadan topu alan N’Doye Bero’ya nefis bir pas verdi ve Bero da pasın hakkını vererek topu ağlara gönderdi. Bu gol Trabzonspor’u çok rahatlattı. Trabzonspor golden sonra kanatlardan etkili gelmeye başlayınca Kayserispor orta sahayı bile geçmekte zorlandı. İlk yarıda Mehmet Ekici etkisizdi. Onun nedeni ise forvete daha yakın oynamasından kaynaklandı. Tüm bunlara rağmen Trabzonspor, kabus dolu geçtiğimiz maçları düşünürsek ilk yarı itibarı ile biraz olsun kıpırdamaya başladı gibi.
KAYSERİSPOR DAVETİ GERİ ÇEVİRDİ
Topu bırakın ilerde tutmayı orta sahada bile tutamayan Trabzonspor, Kayserispor’a beraberlik için adeta davetiye çıkardı. Ancak Kayserispor bu nazik daveti geri çevirdi. İlk yarıda 20-25 dakikalık oyunu ile haftalar sonra galip gelen Trabzonspor, ecel terleri döktüğü ikinci yarıda sahada yoktu. İlk yarıda biraz umutlanmıştık ama, ikinci yarıyı gördükten sonra onu da yitirdik.
- Üst üste kornerler ve golü kovalayan G.Birliği... Ancak 28’de Uğur Çiftçi’nin kırmızı kart görmesi ile dengeler değişiyor. Değişiyor derken, Trabzonspor rakibinin eksik kalması ile dengeyi sağlıyor ve hatta üstün de oynamaya başlıyor. Ama hiçbir organize atağı yok.
TUHAF BİR ÜRKEKLİK
- Mehmet Ekici’nin yokluğunda orta sahayı iyi kullanamayan ve ileride de organize olamayan Trabzonspor’un gol atması da mucizelere kalıyor.
- Topu alan her Trabzonsporlu futbolcu Yusuf Erdoğan’ı arıyor ve topu ona atıyor. Yusuf bir şeyler yapmaya çalışıyor ama ona yardımcı olacak kimse yok. Güray’ın iki kafa vuruşu ve Bero’nun şutundan başka bir şey yok. Sözüm ona golcü kılığındaki N’Doye ceza sahasında gezinip duruyor. Eksik kalan rakibi karşısında daha etkili oynaması beklenen Trabzonspor’da tuhaf bir ürkeklik var ve sorumluluk alan da yok.
O stat, şampiyonluklar da gördü, büyük zaferlere de tanıklık etti. Ancak son yıllarda böyle bir zülüm görmedi. Neyse ki bitti. Trabzonspor ilk yarıda yine eski hastalığına yenik düştü. Daha ne olduğunu anlayamadan kalesinde çok basit bir gol gördü. Çabuk toparlandı ve var gücü ile yüklendi ama golü bulamadı. Öyle pozisyonlar var ki anlatmakla bitmez. N’Doye daha nasıl gol atacak ben anlayamadım. Şunu çok iyi anladım, bu futbolcuyu golcü diye Trabzonspor’a satmışlar ama uzaktan yakından ilgisi bile yok. Mehmet Ekici sazı eline aldığı zaman Trabzonspor’u keyif ile seyredebiliyoruz.
O GOL BİR TÜRLÜ GELMEDİ
Ancak Okay ve Bero’nun Ekici’ye biraz daha yardımcı olmaları yani sorumluluk almaları gerekiyor. Belki de Trabzonspor dün akşam ilk 45 dakikada bu sezonun neredeyse en iyi oyununu oynadı. Çok istekliydi, hırslıydı ve sertti. Kartlar da havada uçuştu. Trabzonspor ilk yarıyı eksik de tamamlayabilirdi ama hakem Ulusoy biraz tölöranslı davrandı diyebiliriz. İkinci yarı başlar başlamaz skandal bir penaltı kararı izledik.
Trabzon ceza sahasının yaklaşık yarım metre dışındaki pozisyona yan hakem penaltı dedi ama Onur bu yanlışlığa izin vermedi. Onur’un bu kurtarışı Trabzon’u tekrar maça döndürdü. Hem de ne döndü. Tek kale maç izlemeye başladık. Daha doğrusu ikinci yarıda maç Antalyaspor ceza sahası içinde oynandı. Ama Trabzonspor istediği golü tüm çabasına rağmen bulamadı.
7. dakikada gelen Rhodolfo’nun golü, bordo mavilileri şoke etti. Daha ne olduğunu anlayamadan bu kez de 16. dakikada Cenk Tosun penaltı atışından durumu 2-0’a getirdi.
Ancak o andan sonra Beşiktaş oyunu çok rölantiye aldı. Rahat oynayarak Trabzonspor’u uykudan uyandırdılar. Mehmet Ekici dümene geçince Trabzon oynamaya başladı. Rhodolfo’nun 41’deki kritik hatasını değerlendiren Ersun Yanal’ın ekibi Yusuf’la farkı azalttı.
YUSUF SAKATLANINCA...
İkinci yarıda çok daha zevkli bir maç izlemeye başladık. Trabzonspor cesaretle beraberlik golünü bulmak için geliyor, Beşiktaş ise farkı açmaya çalışıyordu. Tabii ki Trabzonspor risk aldığı için Beşiktaş net pozisyonlar bulmaya başladı. Ta ki 65. dakikaya kadar...
Doğal olarak, “Bu gol Trabzonspor’u canlandırır” diye düşündük. Hatta Rize’nin de, yediği golün şokunu atlatamamış ve Trabzon’un 2. golü atmasını bekler bir hâli vardı. Durum böyleyken Trabzon’un baskı kurup rakibine nefes aldırmaması gerekirdi. Ancak Trabzon ne o baskıyı kurabildi, ne de oyun üstünlüğünü eline alabildi.
Özellikle orta sahada elemanları Bero, Mehmet ve hatta Okay, oyuna hemen hemen hiç katkı veremedi.
O pas trafiğini de yapamayınca, dakikalar ilerledikçe hiç hâli bile olmayan Rize canlandı. Beraberlik golünü atan Rize ilk yarının sonlarında daha da cesaretli oynayarak Trabzonspor’un olmayan temposunu adeta yerlere serdi. Kısacası ilk yarıda Trabzonspor; yorgun, temposuz, ve isteksiz bir görüntü verdi.
BiRi DURMADAN ATIYOR, DiĞERi YATIYOR!
İKİNCİ
Aslında takımdan iyi bir oyun beklemiyordum. Baktığımız zaman Trabzonspor açısından kolay bir maç olarak görünüyordu. Ama hiç de öyle olmadı. Ersun Yanal biraz rotasyon yapmış ama yine de işini ciddiye almış. Çorumspor da kendi gücü dahilinde Trabzonspor’a kafa tutmaya çalıştı ama tecrübe üstün geldi. İlk yarıda Trabzonspor’un işi bitirmesi ve daha sonra da topun arkasına geçerek daha rahat oynaması gerekirdi. Ama tabii ki yorgunluk da vardı.
SABIRLA BEKLEYECEĞİZ
G.saray maçı sonrası kupada bir üst tura çıkmak çok güzel oldu. İki karşılaşmada alınan skorlar ilaç gibi gelse de, bu sonuçlar sizi aldatmasın. Trabzonspor’un önünde çok uzun bir yol var. Belki, G.Saray maçında bir deplasman takımı nasıl oynar gösterdiler...
Ancak hep deplasmanda oynamayacaklar. Maalesef Trabzonspor’un forveti yok ve bu sıkıntı devre arasına kadar da sürecek. Devre arasında yapılacak takviyelerle üst sıraları zorlayacak bir Trabzonspor izleyebiliriz. Bu sezonu ben bir köşeye bıraktım. Benim açımdan Trabzonspor, Avrupa kupalarına katılma başarısı gösterirse bu sezonun en büyük kazancı bu olur. Başka da bir başarı beklemek çok büyük hayalcilik olur.
Doğrusu Trabzon’u Galatasararay karşısında merakla bekliyordum. Ancak öyle bir 15 dakika izledik ki inanılmaz. Galatasaray sanki sahanın tek hakimiydi. Trabzon ise, yalnızca savunma yaparak avını bekleyen avcı gibiydi. Trabzon ilk organize atağını 17’de yaptı ve golü buldu. Böylece İstanbul deplasmanında nasıl oynayacağını da kanıtladı.
- Gerçi N’Doye boş kaleye attı, ama olsun. Yaklaşık 1.5 sene sonra golle tanışan N’Doye, Türk Telekom’da Trabzon’u adeta kendine getirdi. Tamam, Galatasaray tek kale oynuyor gibi gözüküyor, ama Trabzon’da çok akıllı oynayarak rakibine pozisyon bile vermiyordu. Yani kısacası ilk yarıda Trabzon yıldızlar topluluğunu yalnızca durdurmakla kalmadı, akıllı oyununu golle de süsleyerek gelecek için büyük ışık yaktı.
- Tamam, Trabzon sezon başından bu yana çıkış arıyor ancak, bana göre dün akşam ilk yarıda çıkış değil, ancak lige giriş yapmış oldu. Hoş geldin Trabzonspor.
KAPTAN ONUR DÜMENDE