Paylaş
◊ Prens Andrew röportajının sadece Birleşik Krallık’ta değil tüm dünyada yankıları oldu. 16 Kasım 2019’da yayınlanan röportajdan sonra prensin tüm görevlerine son verildi. O dönem prensin röportajıyla ilgili neler hatırlıyorsunuz?
- Gillian Anderson: Röportajı canlı izlemedim. Sanırım izleyemeyecek kadar gergindim çünkü bunun utanç verici olduğu açıktı. Ama konu büyüdükçe kaçma şansınız olmuyor. Açıkçası rol için hazırlanırken yoğun bir şekilde çalıştım.
◊ Canlandırdığınız Emily Maitlis dışında performansınızı temel almak için takip ettiğiniz başka bir TV spikeri oldu mu?
- Gillian Anderson: Sadece Emily’yi izlemek ve analiz etmek yeterli oldu. Onu gerektiği gibi incelemek için elimden gelen her şeyi izledim, kitabını okudum, kitabını sesli dinledim. İşi dışında onun kişiliği, jestleri, başını nasıl eğdiği, nasıl yürüdüğü, nasıl hareket ettiği… Tüm bu şeyleri inceledim ve analiz ettim.
◊ Gerçek hayattan bir insanı canlandırırken karakteri yaratmak ve taklit etmek arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
- Gillian Anderson: “The Crown”da Margaret Thatcher’ı oynadığım dönem gerçek bir insanı canlandırmaya yönelik bana bir tavsiye verildi. Ve o tavsiyenin ne zaman gerçek bir insanı canlandırsam faydalı olacağını düşünüyorum.
◊ Neydi size verilen tavsiye?
- Gillian Anderson: O role seçilmemin bir nedeni vardı. Rolde kendinizden unsurların kalması önemli. Eğer kendinizden kurtulmaya çalışırsanız taklitçi, doğal olmayan bir karakter oluşabilir. Bunu dengelemenin yolu gerçekten yaşamış karaktere takıntılı olmamak ve kendinizden bir parçanın ortaya çıkmasına izin vermektir.
KENDİMİ ONURLU VE AYRICALIKLI HİSSETTİM
◊ Prens Andrew ile röportaj sahnesinin çekimi hakkında konuşalım istiyorum. Bir günde mi yoksa birkaç gün içinde mi çekildi?
- Gillian Anderson: Buckingham Sarayı’ndaki Güney Çizim Odası’nın birebir kopyası olan sette çekim yaptık. Sandalyeler altı metre aralıklarla yerleştirildi. O gün prens ile BBC röportajını çeken tüm kameralar yerleştirildi. Ve bizim çekim yaptığımız kendi kameralarımız vardı. Hem sahneyi yaratmak için yerleştirilen röportaj kameraları hem de bizim filmi çektiğimiz kameralar hepsi aynı anda çekim yapmak için kullanıldı. Böylelikle röportaj baştan sona filme alındı. İçeri girdik, oturduk, o sahneyi hiç prova yapmamıştık. Yönetmenimiz Philip’in (Martin), ‘action’ demesiyle başladık.
◊ “X Files”dan bu yana güçlü kadın rolleri oynadınız. Emily, bu güçlü kadın karakterler koleksiyonuna hangi özellikleri kattı?
- Gillian Anderson: Birleşik Krallık’ta Emily tanınan bir kadın. Ve zekâsı nedeniyle filmde de gösterdiğimiz gibi biraz süper kadın olarak biliniyor. Herkesin önünde durabiliyor, yumruklara göğüs gerebiliyor, zor sorular sorabiliyor. Aynı zamanda koşucu ve yüzücü. Ve bir çocuk annesi. Bu tarz özellikleri olan kadınları oynama fırsatına sahip olmak eğlenceli. Ben koşucu değilim. Yüzücü de değilim. Demek istediğim müthiş bir karakter ve onun yerine geçme fırsatı bulduğum için kendimi onurlu ve ayrıcalıklı hissettim.
◊ Yönetmen Philip Martin’le çalışmak nasıldı?
- Gillian Anderson: Çok sakin, nazik ve yumuşak konuşan bir yönetmen. “Scoop” çok modern his veren bir gerilim filmi. Herkes bu röportajı nihai sonucun ne olduğunu biliyor. Fakat filmin çeşitli noktalarında röportajı kaybedebilecekler düşüncesine dalıyorsun. Bu gerçekten ustalık gerektiren bir şey.
Bu film gazetecilere saygı duruşu niteliğinde
◊ Günümüzde genç gazetecilerin sahaya adım atmasını nasıl teşvik edebiliriz?
- Sam McAlister: Bu film BBC’ye, işimizin ciddiyetine, gazetecilere, kadınlara ve Newsnight ekibine bir saygı duruşu niteliğindedir. Bu filmin ilham kaynağı olmasını umuyorum. Annem ve babam 14 yaşında okulu bıraktı. Ailemde üniversiteye giden ilk kişi bendim. Aslında avukat olarak başladım ve tesadüfen gazeteci oldum. Bu film inanılmaz bir emeği ve çalışmayı onurlandırıyor çünkü prensin Emily ile karşı karşıya geldiği ve kamuoyunun kendi sonuçlarını çıkardığı o an gazetecilikte ikonik bir andır ve kadınlar tarafından sağlanmıştır. Umarım geleceğin gazetecileri filmi izler ve gönül verdikleri mesleğin neden önemli olduğunu yüreklerinde gururla hatırlarlar. Çünkü sorumluluk, ifade özgürlüğü ve gazeteciliğe ihtiyacımız var. Bu yüzden gazeteci olsunlar.
◊ Gazeteciliğin gücünü göstermek şimdi her zamankinden daha önemli öyle değil mi...
- Sam McAlister: Geleneksel gazetecilik çöküşte. Newsnight onur duyduğumuz bir program. BBC’deki mali baskılar nedeniyle 45 dakikadan 30 dakikaya düşürüldü. Newsnight’ın eskiden 1.2 milyon izleyicisi vardı ve ne yazık ki şu anda ortalama 300 bin civarında. Bu yüzden lütfen ne tükettiğinize dikkat edin, çünkü gazeteciliğin gücü doğru yapıldığında dünyayı değiştirir.
- Gillian Anderson: Gazeteciler sorumluluk sahibi olduğunda habercilik büyük fark yaratıyor. Yapay zekâ hayatımızın giderek daha fazla bir parçası haline geldikçe, gerçek ve sorumlu gazetecilerin çok değerli olacağını ve giderek daha fazla fark yaratacağını düşünüyorum.
Paylaş