Kraliyet ailesinin genç yıldızları

◊ Kadroya seçildiğinizi ilk öğrendiğinizde nasıl hissettiğinizi bizimle paylaşır mısınız?

- Meg Bellamy: Şövalye gibi hissettim. Yani aslında çok fazla şey hissettim. Çok uzun inişli çıkışlı bir süreçti. Tüm oyuncular ve teknik ekiple kimya testleri, kendimizi kayıt yaptığımız kasetler ve birebir seçmeler... Bir sürü aşamadan geçtik... Çok uzun bir yolculuktu. Rolü alınca çok heyecanlandım ve korktum, inanılmazdı.

- Ed McVey: Seçmeler uzun bir süreçti, gerçi son üç hafta benim için oldukça sakin geçmişti. Ah, çok yaklaştım ama sanırım son engelde düştüm ve olmadı gibi hissettiğim günlerdi. Seçildiğiniz o telefonu aldığınızda önce daha çok bir rahatlama oluyor. Fakat zaman geçtikçe, heyecanı, korkuyu, kelebekleri hissediyorsunuz ve sonra her şey gerçekten başlıyor.

◊ Çok uzun ve zorlu geçen seçme aşamalarından sonra rolü aldığınızı öğrendiniz... Peki bir sonraki adım neydi?

- Meg Bellamy: Öğrendiğimde işteydim. Kimseye söyleyemezdim, o yüzden konuşmayı otoparkta kutuları boşalttıkları teslimat bölümünde yapmıştım. Sonra Legoland’de (eğlence parkı) işime geri döndüm. Orada çalışıyordum. Misafirler kuyruktaydı, ben işi almıştım ama onları umursuyormuş gibi davranmam gerekiyordu. Tamamen şokta, delirmiş gibiydim. Çok çok tuhaf, ne yapacağımı bilemedim.

- Ed McVey: Seçimlerdeki sonraki aşamaya oldukça hızlı bir şekilde geçtik. Araştırma ekibi geldi ve her şey gerçekten başladı.

- Luther Ford: “The Crown”un çok büyük bir araştırma ekibi var. Belgeseller, makaleler, kitaplar konuyla alakalı her şey size sağlanıyor. Ayrıca hareket koçu Polly Bennett, diyalog koçu William Coniker ile çalışmaya başlıyorsunuz. Yani işin içine pek çok kişi giriyor.

HARRY’NİN İLK GEYİK AVI RİTÜELİ İLGİNÇTİ

◊ Luther bu araştırmalar sırasında Harry hakkında öğrendiğin en ilginç şey neydi?

- Luther Ford: Harry hakkında dizide değinilen ve ilginç olduğunu düşündüğüm ve aynı zamanda Harry’nin kitabı “Spare”de de yazdığı hikâye... İskoçya’nın dağlık bölgelerinde ilk geyik avında yaşadıkları... Geyiği vurduktan sonra av rehberi leşin önünde diz çökmesi talimatını vermiş ve kafasını geyiğin leşine sokmuş. Bu bir nevi geçiş töreni gibi bir şey. Kan ritüeli. Açıkçası oldukça aşırı olduğunu düşündüm.

◊ Rolü almadan önce Kraliyet Ailesi’ni takip ediyor muydunuz?

- Meg Bellamy: Büyürken kesinlikle onlardan etkilendim. Annem Kraliyet Ailesi’ni gerçekten sever ve takip ederdi. Bu yüzden Kraliyet ailesi hakkında çok şey biliyordum. Ancak Kate’i araştırmaya başladığımda onu daha çok sevmeye başladım.

◊ Toplumun gözünde aile üyelerinin her birinin imajı olması, onları canlandırmayı sizin için daha karmaşık hale getirdi mi?

- Ed McVey: Amaç birini taklit etmek değil, birinin özünü elde etmeye çalışmak. O kişinin resmini çizmek... Yazarımız Peter Morgan çok detaylı yazıyor, kişiyi resmediyor, yazıyla boyuyor sanki. Senaryodan bize o kadar çok şey veriyor ki sonra biz kendi filtremizden geçiriyoruz. Yani tüm araştırmayı yapıyorsunuz, her şeyi izliyorsunuz ama sonra onları kendi süzgecimizden geçirip elimizden geleni yapıyoruz. Bu rolü nasıl yapacağım ya da olaylara nasıl tepki vereceğim değil, bu kişiyi oynarken, bu rolü yaparken kendimden bir parçayı yanımda nasıl getireceğim önemliydi...

PRENS WILLIAM’IN SAVAŞINI GÖRECEKSİNİZ

◊ Prens William’ın normal hayattan kraliyet rollerine geçişinden bahseder misiniz? Görevleri ve kişisel arzularını dengeleme konusunda ne gibi zorluklarla karşılaştıklarını düşünüyorsunuz?

- Ed McVey: William resmi görevlerine adım atarken çok güvensiz bir yerde... Baştan sona o savaşı görüyorsunuz. Dizi ilerledikçe benim için oynaması inanılmaz derecede ilginçti, karakterin kaderiyle daha rahat hale geldiğini gördüm. William için zamanla kraliyet görevlerini yapmak bir ayrıcalık, bir onur oluyor. Dizi ilerledikçe resmi görevleriyle giderek daha rahat olmaya başlıyor, tabii ki yolda inişler ve çıkışlar oluyor. Ama aktör olarak deneyimlemesi güzel bir yolculuktu.

◊ Meg, kostüm prova sürecinden bahseder misiniz?

- Meg Bellamy: Performansı büyük ölçüde etkiliyor. Öncelikle, o dönemde giyinmek, 2000’lerin başı, benim giydiklerimden çok farklı. Kate o dönemde çok fazla uzun çizme giyiyor, daha çok taşralı, kovboy stili sanırım. Şimdiki halinden çok farklı.

Ed McVey - Dominic West - Luther Ford

WillIam için mi St. Andrews’e gitti

◊ Gerçek hayatta çekim yapmadan önce onlara bir soru sorma hakkınız olsaydı, ne sorardınız?

- Ed McVey: Prens William çok fazla spor yapıyordu ve en sevdiği sporun hangisi olduğunu merak ediyorum. Muhtemelen bunu ona sorardım.

- Meg Bellamy: Neden üniversitede St. Andrews’u seçti... Carole’un (annesi) etkisi mi? Çünkü sırf Prens William yüzünden Edinburg’den kaydını iptal ettirip St. Andrews’e gittiğine dair bir hikâye var. Bence muhtemelen çok daha fazlası var ve bu benim araştırmalarımdaki gri alan. Cevabını bulamadım... Bilmiyorum. Kate’e neden St. Andrews diye sormak isterdim.

- Luther Ford: Muhtemelen Harry’e “Nasılsın dostum” diye sorardım.

Hiçbir aşk hikâyesi basit değil

◊ William ve Kate’in aşk hikâyesindeki romantizmi yaratmak nasıldı?

- Ed McVey: Bence hoş ve çok doğaldı. Ve sanırım benim için çok heyecan verici olan şey son noktayı, nasıl bittiğini biliyoruz. İlişkinin önüne ne kadar engel koysalar da bir şekilde başarılı oluyor ki bence bu çok ilginç. Hiçbir aşk hikâyesi basit değil. İnişler çıkışlar, işlerin ters gittiği dönemler var. Hepsini deneyimleyebilmek, oynamak benim için çok heyecan vericiydi.

◊ Meg, onların aşk hikâyesini siz nasıl tasvir edersiniz?

- Meg Bellamy: Senaryonun 3 boyutlu ve gerçekçi olması çok güzel. İşin nereye vardığını, gerçek hayatta bir araya geldiklerini biliyoruz. Her şeyin yolunda gitmesi yerine inişli çıkışlı yolculuk yapmak gerçekten ilginçti. Aralarındaki gerilimi oynamayı seviyordum. Hikâyenin sanki nereye gideceğini bilmiyormuş gibi oynamak gerekiyordu.

Bana defalarca ‘Ben Kate Middleton’ım’ dedirtti

◊ Kate’in annesinin William’a bu kadar odaklanmış olmasına şaşırdınız mı?

- Meg Bellamy: Şaşırdım mı bilmiyorum. Carole’un Kate’e yönelik hırsları, Kate’in etrafındaki kişilerin kimler olduğu ya da statülerini önemsemesi ilginçti. Oldukça sevgi dolu ama bir o kadar da karmaşık bir ilişkiydi.

◊ Polly Bennett, hareket koçu... Onunla çalışmanın nasıl bir şey olduğunu bize anlatabilir misiniz?

- Meg Bellamy: Görüntümüz üzerine çalıştık ama benim için en önemli çalışmalarımızdan biri Kate’in meşhur defile sahnesinde üzerinde çalışmamızdı. Bu sahneyi çalışırken benimle yaptığı şeylerden biri Prince’in “Kiss” şarkısını çalıp ben stüdyoda kasılarak yürürken yürüyüş sonunda dönüp “Ben Kate Middleton’uı” dedirtmesiydi. Sonunda Kate’i hissettim.