Paylaş
◊ Koronavirüse yakalanan dünyaca ünlü ilk isim, sizdiniz. Hastalığınızı açıkladığınızda bir anda tüm dünyanın gündemine oturdunuz. Pozitif olduğunuzu öğrendiğiniz o ana dönelim istiyorum. Neler hissetmiştiniz?
- Eşimle beraber Covid’e yakalandığımızda bize yüklenen sorumluluk duygusu büyüktü. Halka açık insanlarız. İnsanların bize ne kadar dikkat edip etmediğini bilemiyoruz.
Bazen taktığımız saçma sapan şapkayla bile haber oluyoruz. Covid pozitif olduğumuzu öğrendikten sonra akıllıca karar verdik. Bilgiyi paylaşmak, bu konuda tamamen açık ve dürüst olmak ve bundan sonra ne yapılması gerektiğini konuşmak doğru karardı.
Herkes gibi pozitif olduğumu duyduğumda ani bir korku yaşadım. Vücudumda beni daha fazla riske sokabilecek neler vardı? Benim Tip 2 diyabetim var, karım kanser atlattı. Bu virüse karşı daha mı fazla tehlikedeyiz? O dönem hiçbir şey net değildi.
Bize çok iyi baktılar, yakından izlediler.
Pozitif olduğumuzu öğrendikten 3 gün sonra doktorlar iyi olacağımıza karar verebildi. Bu yaşadıklarımızın ilk yarısı. Diğer kısmı ise kimseye vermediğimizden emin olmamız gerekiyordu. Bu da sorumluluğun diğer tarafıydı.
Yapılabilecek şeyler aslında çok basit. Maske tak, ellerini yıka, sosyal mesafeyi koru ve izole ol. Ortalama bir insanın sorumluluk duygusuna nasıl sahip olmadığını anlamıyorum.
Buna empati yapmak da diyebiliriz. Araba kullanıyorsanız okul bölgesinde yavaşlamanız gerekiyor değil mi?
Ya da emniyet kemeri takma kuralı veya dönüş sinyallerinizi kullanma sorumluluğu gibi. Covid 19 hepimizin sınavı oldu ama maalesef bazılarımız hâlâ bu sınavdan ders almadı.
◊ Eşiniz Rita Wilson’ın rap şarkı söylemesi çok sevildi, öyle değil mi?
- Eşim iç gücünü saf mutluluktan alıyor. Sanatını, yaratıcı çıkışları seviyor. Onun yorulmayan rönesans yükselişinin bazen beni yorduğunu söylüyorum. Her zaman ama her zaman yaratıyor ve bunu sanatsal yaratım için mümkün olabilecek en iyi kaynaktan beslenerek yapıyor.
Neşe, zevk... Eşim yorulmaz, hiçbir şey onu durduramaz, hiçbir şey onu durduramaz. Ben sadece geride kalıyorum ve arada bir onun dudak parlatıcısını taşıyorum. Ve ona telefonunu nerede unuttuğunu söylüyorum. (Gülüyor)
HARİKA BİR İŞİM VAR BANA BÜYÜK ZEVK VERİYOR AMA...
◊ Projelere “evet” demenizi sağlayan, sizi canlandıracağınız karaktere çeken unsurlar neler?
- Bir aktör ve bir adam olarak ilgimi çeken; film yapım süreci. Geri dönüp düşünecek olursam, “Tamam, bunu yapacağım” dediğim filmler hangileriydi... “Da Vinci Şifresi”, “Hadi bu filmin bizi yıkamasına izin verelim ve endişelenmeyelim” dediğim filmdir. Harika olan ne biliyor musun? Hâlâ yaptığım filmlerin yanı sıra izlediğim filmlerle de test edildiğimi hissediyorum. Filmlerde pragmatik bir sunum var, işte gerçekler ve işte koşullar...
◊ Başarıyı nasıl tanımlıyorsunuz?
- 65 yaşındayım. Şu anda benim için önemli olan şeyler; sevdiğim insanlarla olan bağlantılar ve asla tekrarlanamayacak anlar. Harika bir işim var. Bana büyük neşe ve zevk veriyor. Ama hayatımda devam eden en önemli şey değil. Sanırım ne zaman bir filmin çekimlerini bitirsem, tam zamanlı işimi bitirdiğim için mutlu oluyorum.
Artık çekimlerde çocuklarımdan birinin yanıma gelip benimle yaşamasını sağlamaya çalışıyorum. Uzun süren çekimlerde “Bu süreci benim için nasıl daha iyi bir yaşam deneyimi haline getirebilirim” diye uğraşıyorum. Zaten bunun için gidip çalışmıyor muyuz? Yoksa yaptığımız nedir ki? Bilmiyorum. Bizim işimiz de sadece bir iş...
KENDİSİ İÇİN YAZAN AKTÖR BU BİR FELAKET!
◊ Apple TV+’ta yayınlanan projeniz “Greyhound”da hem oynadınız hem de filmin senaryosunu yazdınız. Yazarlık kısmı hakkında neler söylemek istersiniz.
- Senaryomu film yapma fırsatına sahip olunca çok heyecanlandım. Ve bunun gerçekleşebilmesine şaşırdım. C.S. Forester’ın romanını uyarlamaya 7 yıl önce başlamıştım. Her şey yalnız bir çaba olarak başladı. Yazmaya başlamam, yalnızca bir aşk-sevgi emeğiydi. İlk yazdığım taslak bana göre şekerden başka bir şey olmayan bir taslaktı. Her şeyden çok sevdiğim, sağlıksız ama yine de lezzetli ve doyurucu yemek gibiydi. Sonrası tuhaf... Tamam, senaryo iyi ama bunu kendi başınıza yapamıyorsunuz. Film yapmak işbirlikçi bir süreç. Ne olacak? Bir dereceye kadar sinir bozucu bir süreçti. Çok sayıda insanla konuştum. Herhangi bir sinema filminde sürecin en kötü başlangıcı nedir biliyor musun?
◊ Nedir?
- Kendisi için bir şeyler yazan aktördür. Bu bir felakettir! Kimse o filmi yapmak istemez. Yönetmenimiz Aaron Schneider ile yollarımız kesişti. Kendisi projeme değişiklikler getirdi ve harika olmayan şeyleri değiştirdi. Her şeyin yolunda gitmesine şaşırdım. Bu filme “çok özel bir cüret” diyorum. 40 milyon dolar civarında bir bütçeye mâl ettik. Nispeten pahalı bir film ama aynı zamanda değil de.
ÇILGINCA ŞANSLIYDIM HARİKA ŞEKİLDE KUTSANDIM
◊ Sektörde güçlü bir sesiniz ve dik duruşunuz olduğunu biliyoruz. İnandıklarınızı açıklamaktan çekinmemeniz hakkında konuşur musunuz biraz?
- Bu bir tür arzu. Doğal bir eğilim. İçsel bir güç mü bilmiyorum. İnsan davranışlarının belirli yönlerine hayranım. Oyunculuk yapmaya lisede başladım. Okula gidiyordum, oyunculuk yapıyordum, oyunlarda oynuyordum, bir şeyler yazıyordum ve tüm bunlar için bana kredi veriyorlardı. Sonra devam ettim, peşinden gittim. Çünkü aktörlükten daha eğlenceli bir şey yoktu benim için. Ta ki gerçekten bir sette olana kadar bunun bir iş olduğunu düşünmemiştim. Ve bu iş beni başka hiçbir şeyin yapamadığı şekilde ele geçirdi. Çılgınca şanslıydım, aynı zamanda tehlikeli olan bazı şeylerden habersiz bir kayıtsızlıkla harika bir şekilde kutsandım.
AMERİKA, TÜM AMERİKALILAR İÇİN OLMALI
◊ Sektörde beyaz ırk dışındaki Latin, siyah, Asyalı oyunculara daha çok fırsat verme tartışmaları hakkında neler söylemek istersiniz?
- Benim yaşımdaki herhangi bir beyaz kadar yeterli deneyime sahip bir adam olarak söylüyorum; New York’ta yaşarken taksiye parası yetmeyen, genç, meteliksiz bir aktördüm. Ama aynı koşullardaki siyah bir aktörle durumum aynı değildi. Onun için duracak taksi azdı. Bu sadece ülkemizin toplumsal bir gerçeği. George Floyd’un cenazesinde yapılan konuşmalardan birinde bir konuşmacı, büyük umudunu anlatmıştı. Amerika’nın tüm Amerikalıların Amerika’sı olması için böyle savaşmaya devam etmemiz gerektiğini söylemişti. Amerika’yı tüm Amerikalılar için nasıl Amerika yaparız? Hedefimiz bu. Amerika, tüm Amerikalılar için Amerika olmalıdır. Ama hâlâ değil. Bu da daha mükemmel bir birlik oluşturmak için yapacak çok işimiz olduğu anlamına geliyor.
KENDİ KENDİNE GİDEN ARABALARA ASLA GÜVENMEM
◊ Apple Original filmi “Finch”, 5 Kasım’da Apple TV+’ta yayınlanmaya başladı. Kıyamet sonrası dünyada siz, bir köpek ve iki robot yolculuğa çıkıyor. Filmde robotları izlerken düşünmeden edemedim, teknolojinin gelişimi sizi korkutuyor mu?
- Teknolojiyi kullanıp kullanmamak hâlâ bizim elimizde, öyle değil mi? Evimde kendi kendine ışıkları açan bir sistem yok. Kendi lambamı kendim yakıyorum. Kendi kendine giden arabalara asla güvenemem. “Teknoloji normal hayatlarımızı yok mu ediyor” tartışması uzun yıllardır var. Var olan tüm teknolojiyi kendi servisimiz için kullanmak zorunda değiliz. Eğer bize uymuyorsa;
bay bay...
Paylaş