Paylaş
◊ “Star Wars”da ‘Rey’ karakterine hayat verdiniz. Bu filmde ‘Trudy’ karakterini canlandırıyorsunuz. İkisi de cesur kadınlar… Onların hikâyelerinin izleyicilere neler hissettirmesini umuyorsunuz?
- Kurgu ile gerçeği karşılaştırmak zor. Çok uzak bir galakside pek çok engelle karşılaşan birini (Rey) oynama ayrıcalığına sahip oldum ve çok güzeldi. Ama “Genç Kadın ve Deniz”deki hikâyeyi heyecan verici kılan, her şeyin gerçek olması. Bu filmde anlattıklarımız gerçekten yaşandı. Trudy, o dönemde tüm insanların yapmasının imkânsız olduğunu düşündüğü bir şeyi yapmak için yola çıktı. Bunu başarmak için tüm engelleri aştı.
Film, 20’li yıllarda geçiyor. O dönemde yaşamak hayal bile edemeyeceğim bir şey. O dönemde kadınlar için yaptıkları ölçülemez bir kadının hikâyesini anlattık.
Trudy yüzmeyi başardıktan kısa bir süre sonra başka kadınlar da yüzmeye başladı. Sanki “kadınlar yapamaz” algısı ve o dönem dünyada var olan tüm psikolojik bariyer onunla kırılmış gibi. Yani bir uyanış oldu.
◊ Güçlü kadınlar demişken, büyürken en önemli rol modelleriniz kimlerdi?
- İki kız kardeşle büyüdüm. Ben en küçüğüm, bu yüzden hep onlar gibi olmak istedim. Ama aynı zamanda
onlar gibi olmamaya çalışıyordum, çünkü kendim olmak da istiyordum. Ve annemle deneyimim o kadar harikaydı ki… Dürüst olmak gerekirse, oyuncu olma konusundaki kararlılığım annem sayesinde oldu. Bu işi nasıl yapacağımı bilmiyordum. Annemin “Bilmiyorsan deneyerek öğrenirsin” demesi beni cesaretlendirdi. Demek istediğim; yaşamak istediğiniz yolculuğun nasıl olacağından emin olmasanız bile, hayal kurmanıza, denemenize izin verilmesi ya da cesaretlendirilmek önemli. Bir hedefe sahip olmak lazım. Annem bana sürekli “Kesinlikle dene ve hedefle” derdi.
AÇIK DENİZE KARŞI KORKUM VARDI
◊ Tüm çekimleri açık denizde yaptınız. Nasıl bir deneyimdi açık denizde yüzmek?
- Açık denize karşı biraz korkum vardı. Karadeniz’de köpek balıklarının olmadığını bildiğim halde, “Beni köpek balıklar yer mi acaba” diye düşünüyordum. Açık denizde suya girmeyen biri olarak 6 aylık eğitimin ardından aylar süren çekimler benim için aşılması gereken zihinsel engellerdi.
Bu işi sahte yapmanın hiçbir yolu yoktu. O engin denizi gördüğünüzde, ekranda izlediğinizde her şeyin gerçek olduğu zaten anlayacaksınız. İzlediğiniz şeyin samimiyetini göreceksiniz.
Filmle ve hikâyeyle gerçekten gurur duyuyorum. Aynı zamanda suyla olan derin ilişkiye alıştığım için gerçekten mutluyum.
SUYUN ALTINDA HER ŞEY PANİK HALİNDEYDİ
◊ Bir sporcuyu oynarken sizi en çok zorlayan ne oldu?
- Yüzme antrenörüm Siobhan O’Connor’ın bana ilk başta söylediği şey, yüzmenin diğer sporlardan farklı olduğuydu. Yüzmenizi daha iyi hale getirmek için yüzmekten başka ek çalışma yok. Bu nedenle, tamamen yeni bir beceriyi öğrenmek zordu.
Çekim boyunca sürekli yüzüyordum. Ama gerçek zorluk, zihinsel engeli aşmaktı. Gerçekten açık denizdeydik. Ortamın nasıl olacağını bilmediğinizde her türlü olasılığa hazırlanmak istiyorsunuz. Ama soğuğa ya da olası bir şoka hazırlanamazsınız. Yüzerken kameraya ayak uydurmam da gerekiyordu. Yani düşünecek çok şey vardı.
Ama dediğim gibi; fiziksel zorluklardan önce en büyük engel zihinsel. Önce zihinde hazır olmak gerekiyor. Hem zihinsel hem fiziksel olarak yapabilmek ise çok büyük bir gururdu.
◊ “Bak ne yaptım” anları bolca yaşandı o zaman...
- Evet, tabii yaşandı. Ve dürüst olmak gerekirse, suya girmek istemediğim anlar yaşadım ama böyle bir seçeneğim yoktu. Dışarıda her şey yolundaydı ama suyun altındaki her şey panik halindeydi. Aslında düşünecek olursak, benim yaptıklarım Trudy’nin yaptığının küçücük bir kısmı. Suya her girdiğimde, onun 20’li yıllarda yalnız başına saatlerce orada olduğunu düşündüm. Bu onu oynamayı daha da olağanüstü hale getirdi.
RÜYA GİBİYDİ
◊ Yapımcı olarak da artık kariyerinize yatırım yapıyorsunuz. Bu filmin aynı zamanda yapımcılığını üstlendiniz. Peki bu deneyim nasıldı?
- Jerry Bruckheimer gibi bir yapımcının beni oyunculuğumun yanında yönetici yapımcı olarak istemesi nasıl bir şey biliyor musun? Kendi alanında zirveye ulaşmış bir yapımcının bu alanda hiçbir deneyimi olmayan birini kucaklaması rüya gibiydi.
Her adımda kendimi ekibin bir parçası gibi hissettim. Senaryo hakkında çok konuştuk, yorumladık. Cast konusunda sohbet ettik.
Hazırlık aşamasını çok iyi biliyordum. Bu başlı başına harikaydı, çünkü Jerry yaptığı her şeyi zarafetle, mizahla ve sevgiyle yönetiyor.
◊ Peki film yapımında projenin planlanma aşamasında en zorlayan şey ne oldu?
- Lojistik galiba... Film yapımında genel olarak zorluklar var. Her departman birbiriyle evli. Yani bırakın bir filmin yapımcısı olarak benimsenmeyi, etrafta olmak bile harikaydı.
Paylaş