‘Bende iş bitmedi’ diyenlerin filmi

◊ Bu film insanlara yeni bir şeyi denemeyi düşündürmenin yanı sıra harekete geçmek ve o şeyi yapacak yolu bulmak için de ilham veriyor. Bu filmde çalışmak, bu hikâyeyi anlatmak sizin kendi hayatınızda yeni hedefler koymanıza sebep oldu mu?

- Jodie Foster: İnsanlara inanılmaz derecede ilham veren bir hikâye. Bu deneyimin bize dokunma biçiminin hayat değiştirdiğini hissediyorum. Filmin yönetmenlerinden Elizabeth Chai Vasarhelyi’nin bana sorduğu ilk şey “Bu filmi neden yapmak istedin?” oldu.‘Bende daha iş bitmedi’ diyenlerin filmi. Tüm dünya artık işin bitti diye düşünüyor olsa da ama bitmedi diyen bir kadının hikâyesi. Kendime gelirsem belki yakın zamana kadar bu bakış açısının ne kadar önemli olduğunu yüzde yüz kavramamıştım ama artık ‘benim de işim bitmedi’ diyorum. Yaşlandıkça kendinizi yeniden keşfetmelisiniz. Toplum aksini iddia ediyor, yaşlanınca işimizin bittiğini hissettiriyor. Aslında yeni tarzınızla, deneyimlerinizin verdiği bilgeliğinizle ve kabul ettiğiniz bedeninizle kendinizi yeniden keşfetmelisiniz. Toplum ya da kültür kadınlara izin vermiyordu ama artık ‘hayır’ demek ve nefes aldığım sürece ‘işim bitmedi’ demek o kadar önemli ki...

- Annette Bening: Annem 94 yaşında. Harika bir insan. Babam yeni öldü, bir buçuk ay önce kaybettim. 97 yaşındaydı. Benim arzuladığım şey annemin olduğu sakin bir yer. Annem her sabah uyanır bir müddet bilgisayarına bakar. Bulmacalarını çözer ve sürekli kitap okur. Arkadaşlarıyla vakit geçirmenin tadını çıkarır. Evinden çıkmıyor. Öğleden sonra istirahat eder. Akşamları kokteyl saati var. Bana göre annemin başardığı şey olağanüstü. Hepimize huzur veriyor ve hayata karşı şükran duyuyor. Hepimiz hayatın bize sunduklarıyla baş etmenin bir yolunu bulmaya çalışmalıyız. Hayatın her aşamasında birtakım değişiklikler yaşanıyor. Başımıza gelenleri kabul edip kendimizi yeni ayarlara uydurmamız gerekiyor. Annem bunu olağanüstü bir şekilde yaptı. Ben de bunu arzuluyorum.

◊ Güçlü kadın rol modeller arayan genç kadınların bu tür hikâyeleri izlemesinin öneminden bahseder misiniz?

- Annette Bening: Bence hikâye cinsiyet ve yaştan daha fazlasıyla ilgili. Diana’nın 60 yaşındayken başarması tuhaf ve alışılmadık bir şey evet, bu doğru. Ama söylediği bir şey var; “20’li yaşlarımdayken bunu yapamazdım çünkü şu an sahip olduğum akla ve düşünceye sahip değildim.” Film karar verdiğimiz şeyi yapacak doğru yolu bulmak ve kararlılıkla ilgili. Genç kadınların bu hikâyeyi görmesini ve ‘vay be, harika’ demesini istiyorum. Bunun yanında genç erkeklerin ve herkesin ‘wow’ demesini istiyorum. ‘Ben de yapabilirim’ desinler. Çünkü ne kadar sık yapmayı düşündüğümüz şeyleri aslında yapmıyoruz...Erteliyoruz. Yapmamak için pek çok neden buluyoruz. İşte bu hikâye tamamen yapmamak için bulduğumuz nedenlerle ilgili. ‘Hayır, mecburum. Bir yol bulmalıyım’ diyenlerin filmi.

■ Karakterinizin egzersizlerinin ve besin takviyelerinin aynısını uyguladığınızı okudum. Bir karakteri canlandırırken ya da gerçek bir insanı oynarken role hazırlık aşamasındaki süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Jodie Foster: Karakterin ne hissettiğini hissetmeyi seviyorum, bu yüzden de hazırlık aşaması hoşuma gidiyor. Bu filmde işin hazırlık kısmını abarttım diyebilirim çünkü bu işin içindeyken ben de Bonnie gibiydim, ‘çok güzel ve fit görüneceksin o kadar’ modundaydım. Küçük öğünler yedim. Spor salonunda çok fazla çalıştım. Karnı açık sportif sutyenleri giydiğimde karnımı biraz içeri çektiğimi itiraf etmeliyim. Ama Bonnie’nin iyi görünmesini istedim ve bunun için de ne gerekirse yaptım.

◊ Jodie, notlarımda sizden okuduğum bir alıntıya değinmek istiyorum: “Neredeyse her zaman tek başıma film çektim, hikâyeye sonra çeşitli insanlar gelip kötü adamları oynuyor.” Filmlerinizde genellikle tek başına bir yolculuk yaptınız. Bu filmdeyse yalnız başına bir yolculuk değil size katılan bir partneriniz var. Bu konuyla ilgili deneyiminizi anlatır mısınız?

- Jodie Foster: Bu benim için yeni bir şey. İki kişinin bir şeyler yaptığı çok fazla film yapmadım. Çok hayran olduğum biriyle oynamak, o kişiyi desteklemek o kadar güzeldi ki. Bonnie’nin Diana’ya hayran olması gibi, ben de Annette’e gerçekten hayranım.Annette’e de hayran olmamın bir diğer sebebi de benden çok daha iyi ve nazik bir kadın olması. O suyun içinde 8 saat boyunca donuyordu ve “İyi misin?” diye sorduklarında cevabı “Evet, ben iyiyim” oluyordu. Anette o kadar iyi bir kadın ki ben kötü adam olup birkaç kez müdahale etmek zorunda kaldım. Sudan çıktından sonra ‘derhal jakuziye getirin’ diye söylendim.

JODIE’DE YETENEK KONUSUNDA İNKAR EDİLMEZ BİR GÜÇ VAR

■ Sette karakterleriniz arasında arkadaşlığınızı siz nasıl inşa ettiniz? Çünkü karakterlerin arkadaşlığı çok doğal ve inandırıcı keza gerçek hayatta birbirinizi tanıyor muydunuz?

- Annette Bening: Jodie’yi profesyonel olarak tanıyordum. Onun çalışmasını izlemiştim. Jodie de yetenek konusunda inkar edilemez güç var ve benim tecrübelerime göre, yetenekli insanlarla çalışmak enerjinin büyük bir kısmını oluşturuyor. Elbette oynadığımız karakterler Diana ve Bonnie’nin inanılmaz bir enerjisi vardı ama Jodie’nin de olağanüstü bir enerjisi vardı. İşin nasıl yapacağını bilen, çalışkan, işe nasıl gelmesi gerektiğini bilen, nasıl sorun yaratılmayacağını ve sorun olmayacağını bilen, ego sorunu olmayan ve proje için en iyisini yapmak isteyen insanlarla çalışmak gerçekten tatmin edici. Bana öğretilenlere göre ve buna gerçekten inanıyorum. Oyunculuğun büyük bir kısmı, sadece dinlemek, tepki vermek ve birlikte çalıştığınız kişiyle anda olmak... Jodie gibi biriyle çalışıyorsanız o zaman gerçekten çalışmanıza gerek kalmaz çünkü sadece gördüklerinize tepki verirsiniz. Gerçek hayatta birbirimizi tanıyorduk. Tanışmıştık ama arkadaş değildik. Bonnie rolünün Jodie teklif edileceği söylendiğinde tabii ki tüm amacım onun bu teklifi kabul etmesini sağlamaktı. Jodie odadaki en zeki kişidir ve bu hayatta bulunduğun ortamda fark edilmek kolay bir şey değil ama Jodie öyle bir insan. Herkesten daha fazla deneyimi var ve çok ama çok iyi bir yönetmen, dolayısıyla Jodie’yle birlikte inanılmaz bir paketin de geldiğini de biliyordum. Bu yüzden elimden geldiğince hoş ve çekici olmaya çalıştım. (Gülüyor) Jodie’nin karakteri Bonnie inanılmaz bir kadın ve Jodie’nin karakteri inceleme ve çalışma şekli bir nevi onun teninin içine girmesi olağanüstüydü. Ve Jodie’ye gerçekten çok minnettarım çünkü çekim yaparken benimle benden daha çok ilgilendi. Şimdi Jodie ile arkadaş olduk. Evet, hayat arkadaşlarımız var, çocuklarımız var, sevdiklerimiz var ama arkadaşlığın hayatımızda çok güçlü bir yanı var ve bu hikâyenin bir parçası da bu...

◊ Neden bu filmi yapmak istediniz?

- Jodie Foster: Beni bu projeye çeken şey çocuk sahibi olamayan 60’lı yaşlarda iki kadının hikâyesi olmasıydı. Diana’nın köpekbalığı dolu okyanusta 64 yaşında 110 mil yüzme başarısı inanılmaz. Bu iki kadın birbirleri olmadan başaramazdı. Birbirlerini tamamladılar. Okyanusu seviyorum ama  yüzmeyi pek sevmiyorum

◊ Suyu sever misiniz?

- Jodie Foster: Okyanusu seviyorum ama yüzmeyi pek sevmiyorum. Kafamı suya sokmayı sevmiyorum. “NYAD”da Bonnie’yi oynanam iyi oldu. Tek yapmam gereken teknede durup Diana’ya bağırmaktı.

◊ Bunca yıl bu işi yaptıktan sonra aktör olarak öğrendiğiniz, ilk aklınıza gelen ve sektörde var olmaya çalışanlara söylemek istediğiniz şey nedir?

- Jodie Foster: Bu kadar endişelenmenize ve bu kadar çabalamanıza gerek yok. Çoğu şey rahatlamakla ilgili. Mükemmel olmanın büyük kısmının kendi yolunuza çıkmamak olduğunu unutmayın.