Almanya'daki öğretmenim hayatımı değiştirdi

Julianne Moore’un oyunculuk yolculuğu, yeteneği kadar ilham verici. Boston Üniversitesi Güzel Sanatlar Okulu’nda eğitim alarak tiyatro ve televizyon kariyerine başladı. Sinemaya 1990’larda geçti. Karmaşık ve duygusal açıdan zengin karakterleri canlandırdı. Hikayelerle bağlantı kurma yeteneği Moore’un kariyerini uluslararası seviyeye taşıdı. Cannes Film Festivali’nin “Women in Motion” serisi bağlamında Julianne Moore ile bir araya geldik. Moore ile kariyerini ve oyunculuğa olan sevgisini konuştuk.

Haberin Devamı

◊ Oyuncu olarak özgün olmayı nasıl öğrendiniz?

- Oyunculuk okurken çoğunlukla sahne işi yapacağımı düşünüyordum. Okulda teknik ve genel eğitim hakkında çok şey öğreniyorduk.Okuldayken öğrenmediğiniz tek şey davranışlardır. Bu davranışlar, sanatçının doğasında olan bir şeydir.

Bazı genç aktörleri izliyorum ve sanki o davranış yeteneğine hep sahipmiş gibi hissediyorum. Çok genç yaşta başlayan ve beyazperdede de çok gerçek gibi oynayan Jennifer Lawrence gibi mesela… Sanırım bu benim için öğrenilmesi en zor şeylerden biriydi. Kamera karşısında başınıza bir şey gelmesine nasıl izin verirsiniz?

İşte, sinema oyunculuğu deneyiminin de kamera karşısında yaşamakla ilgili olduğunu düşünüyorum.

◊ Bir karakteri yaratma süreciniz nasıldır?

- Senaryo her zaman sizin en önemli belgenizdir. Başlayacağın yer de senaryodur. İnsanlar “Ah, bu karakteri siz yarattınız” dediğinde, “Yaratmıyoruz” diye karşılık veriyorum. Gerçekten biz yapmıyoruz. Her şey bize verilen sayfalarda var aslında. Okuduklarımla duygusal olarak çok güçlü bir bağ kurduğumda oyuncu olarak başarılı olduğumu hissediyorum.

Haberin Devamı

Almanyadaki öğretmenim hayatımı değiştirdi

TİYATRO OYUNU BİLE İZLEMEMİŞTİM

◊ Babanız Peter Moore Smith bir askerdi. Babanızın görevi nedeniyle farklı ülkelerde yaşadınız. Bu ülkeler sizi nasıl şekillendirdi?

- Amerika dışındayken her zaman davranışlarımı izler ve “Ben kimim burada?” diye düşünürdüm. Ve öğrendiğim şey davranışın, karakter olmadığıydı. Davranışlar değişebilir. Çünkü biz insanlar nerede olduğumuza bağlı olarak farklı konuşuruz, farklı hareket ederiz.

O ülkenin dili de bazen insanların nasıl davranacağını belirler. Çünkü dilin içine işlenmiş bir kültür vardır.

Okumayı ve kurgu hikayeleri seviyordum. Sonra hayatımda garip bir şekilde oyunculuğa dönüşen bir davranış şekli gelişti.

Babamın görevi nedeniyle Almanya’daydık. Sportif olmadığım için spor kulübüne girememiştim. Denediğim diğer aktiviteler de olmadı. Okuldan sonra hiçbir yere gidemiyordum.

Haberin Devamı

Sonunda tiyatro kulübüne girdim. Kariyerime giden yol gerçekten bu kadardı ve “Ah, tiyatro kulübündeyim” dedim. Sonra Almanya’daki öğretmenim, “Bu işi geçimini sağlamak için yapabilirsin” dedi.

Bu hiç aklıma gelmemişti. Hiç düşünmediğim bir şeydi.

Hiç gerçek bir tiyatro oyunu izlememiştim. Sadece okul oyunları izlemiştim.

“Tabii, neden olmasın” dedim ama hiçbir şey bilmiyordum. Öğretmenim gerçekten hayatımı değiştirdi.

Almanyadaki öğretmenim hayatımı değiştirdi

OSCAR’DA ETKİLEYİCİ KONUŞMAK ÇOK ÖNEMLİ

Julianne Moore, 5 kez Oscar’a aday gösterildi. Oyuncu, 2015 yılında “Unutma Beni” filmindeki performansıyla 87. Akademi Ödülleri Töreni’nde “en iyi kadın oyuncu” ödülünü kazandı. Moore, Oscar konuşmalarına dair ise şunları söyledi: “Ödül kazandıktan sonra etkileyici bir şekilde konuşmak önemli. Böyle anlarda düşüncelerini toplayıp seyirciye neler söyleneceğine karar vermek aynı zamanda meslektaşlarını takdir etmek çok zor bir şey.”

Haberin Devamı

Oyuncu, çocukken Oscar’ları izlediğini de belirtti ve ekledi: “Çocukken Oscar’daki konuşmalardan etkilendiğimi hatırlıyorum. Bu ödüller deneyimlerinizin dışında tuhaf etkisi var ve artık Amerikan kültüründe büyük bir öneme sahip. Ayrıca orada kişisel ve özgün olmak da istiyorsun.

Ekranda, hayatta ve modada aradığımız şey özgünlüktür. Aradığımız şeylerin hepsi insani olan ve bize benzeyen şeylerdir.

Bence büyük sanat eserlerinde, kitaplarda, filmlerde, televizyonda ve her şeyde ‘Benim hakkımda bunu nereden biliyorlar?’ diyoruz. Bu şekilde bağlanıyoruz ve temelde şöyle demeye çalışıyoruz: ‘Ben bu deneyimi yaşadım. Ben de bir insanım’.”

 

 

Yazarın Tüm Yazıları