Siz hálá alternatif enerji kaynağı denince rüzgar veya dalga enerjisini mi anlıyorsunuz? O zaman gelişmelerin çok gerisinde kalmışsınız. Atı alan Manş’ı geçti, İngiliz mühendisler yeni bir kaynak tespit etti: Alışverişçiler!
Yakında İngiltere’deki süpermarketlerde, alışveriş caddelerinde ve tren istasyonlarında hayata geçirilebileceği tahmin edilen sistemde, yerin altına jeneratörler yerleştiriliyor. Bu jeneratörler, topuk vuruşları sayesinde enerjiyle doluyor.
Söylendiğine göre alışverişçiler sayesinde bir alışveriş merkezindeki binlerce ampulü yakacak kadar enerji üretilebilirmiş. Ya da sokaklar, o sokaklarda yürüyenlerin enerjisiyle aydınlatılabilirmiş.
Mühendislik denince arkama bakmadan kaçarım ama anladığım kadarıyla sistem şöyle işliyor: Yüzeyin hemen altına birtakım yastıklar yerleştiriliyor. Bu yastıklar minik türbinlerden geçecek sıvı akışı sağlıyor. Bu yöntemle ortaya çıkan elektrik de pillerde depolanıyor.
Londra’daki Victoria metro durağında bir modelleme yapılmış. Buradan saatte 34 bin yolcu geçmekteymiş ve bu enerji sayesinde 6 bin 500 ampule elektrik sağlanabileceği ortaya çıkmış.
En son kontrol ettiğimde bizim alışveriş merkezlerinin kapı girişi haftasonları 30 bin civarındaydı. Eh, bu insanlar nereden baksanız en az bir iki saatlerini alışveriş merkezinde geçiriyorlar. Düşünsenize ortaya çıkacak enerjiyi. O alışveriş merkezi kendi enerjisini müşterilerinden üretebilir belki de.
Durun durun, birden aklıma daha heyecan verici bir fikir geldi: Eminönü! Bir cumartesi günü, Tahtakale-Mahmutpaşa’da üretilecek elektriğin üzerine çıkabilecek çok az yer vardır dünya üzerinde değil mi? Yaşasın, kurtardık memleketi. Kim derdi ki alışveriş yaparak küresel ısınmayı durdurabileceğiz!
Hadi bakalım, doğru vitrin bakmaya. Dünyayı kurtarmamız lazım.