Keşke Şakir’le çarşıya çıkıp vitrin bakabilsek

Benim için indirim sezonu, bu hafta bankadan gelen acı bir haberle sona erdi; kredi kartımın limiti dolmuş.

İçinizden yükselen nidaları duyar gibiyim, ama vallahi limitim maaşımdan düşük. Yine de üzgünüm, daha alacak çok şeyim vardı. Bu son bana yakışmadı. Yüzde 70’i bulan indirim gözlerimin önünde geçip gidiyor, elimden bir şey gelmiyor. Ööyle çaresizce bakıyorum.

Limiti doldurunca, temel ihtiyaç malzemelerinden başka bir şey alamaz oldum haliyle. Bir de zorunlu kedi masraflarım var.

Başlıkta adı geçen Şakir, benim 4 aylık tekir kedim. Beyefendi geldiğinden beri belim büküldü. Meğer evde kedi beslemek ne kadar masraflıymış. Aşısı var, mama kabı var, kum teknesi var, kum küreği var, kumu var, maması var... Öyle her mama da olmuyor beyefendiye. Şakir’i karşıma alıp, haftada bir Boğaz’da rakı-balık yapsam daha ucuza gelecek, öyle söyleyeyim. Tabii haftanın geri kalanında, rakı içen kedi gösterisi karşılığı komşulardan yemek dilenmesi koşuluyla.

Başta bu masraflar beni çok germişti ama şimdi hafiften sardırmaya başladım. Sokakta gezerken nerede bir evcil hayvan malzemeleri satan dükkan görsem içeri dalıyorum. Alacak ne çok şey var! Alışveriş kariyerimde yeni bir kanal açıldı adeta.

Örneğin tasmalar... Ben acemi olduğumdan ilk elime geçen tasmayı satın aldım. Meğer bu meretin ne kadar çok çeşidi varmış. Eve her gittiğimde elimde yeni bir tasma... Neticede hayvan sersem oldu. Yalnız öğrendim, zilli olanları sevmiyor, takınca başını duvara vurmaya başlıyor. Bir de yılbaşında taktığı papyon şeklindeki kırmızı tasma ağırına gitti galiba.

Kedilere özel oyuncaklar şekerci dükkanı gibi. Fakat bu binbir çeşit şeker karşısında kendini kaybeden Şakir değil, ben oluyorum hep. Uzaktan kumandalı fareler bile var. Piyasada bulunan tüm farelerden birer tane aldım, o hálá market poşetleriyle ve benim eski çoraplarımla oynuyor, aklımı kaçıracağım. Oyuncak topa da yüz verdiği yok, kahve sehpasının üzerindeki stres toplarını bana çaktırmadan araklamakla meşgul.

Koltukları ve yatağın bazasını tırmalamasın diye manikür-pedikür seti, tırmalama totemi, totemi çekici kılan parfüm alındı, bana mısın demiyor. Afacan gözümün içine baka baka canım goblen döşemeleri hacamat ediyor.

Son Ikea seferinde zamanımın büyük bölümü evcil hayvan aksesuvarları bölümünde geçti. Böyle bir reyon olduğunu ilk kez fark ettim. Meğer ne güzel mama kapları, sepetler, minderler, kedi battaniyeleri, oyuncaklar varmış. Hepsini topladım eve getirdim, içine eski bir hırkamı serdiğim küçük sepetini terketmedi.

İnternet siteleri bu konuda tam bir cennet. Tasarımcı işi taşıma çantaları, Swarovski taşla bezeli tasmalar, koca bir dilim kaşar peyniri şeklinde sepetler, gurme mamalar, hayvanın rahatlamasını sağlayan aromaterapik yağlar buluyorsunuz. İçimden hepsini almak geliyor ama korkarım benim kedi tüketim karşıtı bir aktivist. Onca parayı vereceğim, yüzüne bile bakmayacak.
Yazarın Tüm Yazıları