İstanbul’un en yeni alışveriş merkezi Palladium, 25 Eylül’de açıldı. Böylece şehirdeki alışveriş merkezlerinin sayısı yanlış saymadıysam 66 oldu.
Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği’nin rakamlarına göre inşaatı süren 45, planlanma aşamasında olan 42 alışveriş merkezi daha var. Allah sonumuzu hayır etsin.
Ziyaret sırası Fatih’te açılan Historia’daydı ama yolum Palladium’a daha önce düştü. Historia deyince fark ettim; bu alışveriş merkezlerinin isimleri gittikçe tuhaflaşmaya başladı. Astoria, Historia, Palladium... Antik Yunan’da yaşıyoruz sanki. Bakın şimdi hatırladım, Agora diye bir alışveriş merkezi de var ki, eski Yunan’da çarşılara verilen isimdi.
Bu arada Palladium (Paladyum) da, Pd işaretiyle bilinen, platine benzer, atom numarası 46 ve atom ağırlığı 106.7 olan kimyasal bir element. Niye bir alışveriş merkezine bu ismi vermişler anlamadım.
*
Şehrin uydusal bölgelerine henüz tam hakim olamadığımdan, giderken yolu cep telefonu ebadında bir yön bulma (navigasyon) cihazına sorduk. Hafızasında alışveriş merkezleri için ayrılmış bir bölüm var. 10 günlük alışveriş merkezi bile kayıtlı. Palladium dedik, hemen tarif etmeye başladı. Şuradan sola, yüz metre ileriden sağa... Hergün değişen bir şehirde, gayet isabetli biçimde tarif etti yolu. İstanbul’un taksi şoförlerini düşünecek olursak, herkese lazım. Nitekim, bir arkadaşım taksi şoförüne Palladium’a gideceğiz demiş, şoför Kozyatağı’na (alışveriş merkezi burada bulunuyor) gelince sağa çekip, yoldan geçen birine "Burada solaryum varmış, nerede kardeş?" diye sormuş.
*
Palladium’u arkadaşımla birlikte gezdim. Nasıl buldun, diye sorduğumda "sıradan" dedi. Ben bu kadar sert bir şekilde kestirip atmayacağım tabii, ama konsept bakımından yöneticilerinin söylediği kadar da heyecan verici bir yer değil. Buna karşılık, marka çeşitliliği açısından İstanbul’un Anadolu yakasındaki en zengin adres. Sephora, Kitchenette, Banana Republic, Trussardi, Bebe ve Armani Jeans’in bu yakadaki ilk mağazaları bulunuyor. Ben açıkçası her yeni katta yer alan mağazaları gördükçe heyecanlandım. Alışveriş yapmayı tercih ettiğim tüm markalar bir aradaydı. Rakam vermek gerekirse, toplam 160 mağaza var içinde. Zara, Mango, GAP, Bershka, Stradivarius, Pull&Bear, Oysho, Accessorize, MAC ziyaretçi mıknatısı markalardan sadece birkaçı. Clarks’ın İstanbul’daki tek mağazası da burada. Twist, Machka, İpekyol gibi bazıları henüz açılmamış.
Bir diğer artısı, gün ışığı alması. Cam çatı sayesinde gayet aydınlık ve ferah. Fakat yine de bir eksiklik hissediyorsunuz. Atmosferde bir şey eksik. Ya da şöyle diyeyim; kendine özel bir atmosferi yok. Alameti farikası, ana giriş kapısındaki dev cam küre. Beni pek heyecanlandırmadı açıkçası. Yeni olması nedeniyle ziyaretçi sayısının az olması, bir ıssızlık hissi yaratıyor olabilir. Bunu özellikle yemek katında fark ediyorsunuz. Tenhalık alışveriş yaparken işinize geliyor, sıra beklemiyorsunuz ama yemek yemek sosyal bir mesele. Evet, kimse boş masa bulma derdine düşmek istemez, fakat yan masalarda başka insanlar görmek de hoş olurdu.
Gitmek için bahane arıyorsanız, yarın 16.00-18.00 arasında Ebru Şallı Palladium’da olacak ve güzellik sırlarını anlatacak.