Hay bin naylon poşet

Neredeyse 30 yıldır naylon poşet kullanıyoruz. Türkiye’de bir kişi haftada ortalama 6, yılda 312 poşet kullanıyor. İstanbul’da, günde 10 bin tona yakın çöp çıkıyor ve bunun yüzde 10’u naylon poşet.

Bundan 5 yıl önce marketten aldıklarımı poşete koymayı bıraktım; kendi bez çantamı veya filemi yanımda götürüyorum. Sırt çantaları da şahane iş görüyor, hem aldıklarınızı taşırken kollarınız kopmuyor.
Fakat orada da şöyle bir sıkıntı çıkıyor karşınıza: Marketin sebze meyve reyonundan aldıklarınızı ne yapacaksınız? Yani insan yarım kilo taze fasulyeyi, tek tek market sepetinin içine atamaz ki. Zaten o sepetlerin hijyen düzeyi iki günlük panel konusu olur. Yani poşetten kaçmak mümkün değil, siz bıraksanız o bırakmıyor. Ya da mümkün mü? Mesela marketler sebze meyve reyonundaki küçük poşetlerin yerine kese kağıdı koyamaz mı? Olmayacak iş değil. Ben Amerikan filmlerinde görüyorum, onlar hep kese kağıdı kullanıyor. Gerçi o uygulamayı bize taşısanız, kese kağıtları kasada yine poşete konur. “Evladım ben bunu nasıl taşıyayım, şurdan veriver bir poşet!”
Naylon poşetle ilgili bu ani zihin açıklığının bir sebebi var. Herkes okuduğu kitabı anlatır, ben bu hafta sonu okuyacağım kitabı anlatayım: Naylon Aşkı Öldürür!
Hayykitap’ın Hap Kitaplar serisinden çıkmış. Yazarı Prof. Dr. Hamdi Temel. Temel, benim gibi sadece poşetlere takmamış kafayı. Kadınların çorabından ped’ine, erkeklerin tişörtünden pantolonuna, çocukların okul formasından beslenme çantasına, bebeklerin alt bezinden biberonuna kadar her yanımıza sızdığını söylüyor naylonun.
“Kimi zaman plastik su damacanası kılığına girerek zehirliyor bizi, kimi zaman naylon poşet olup deniz kuşlarını öldürüyor, balıkların cinsiyetiyle oynuyor! Bazen Bisphenol A (BPA) formunda kanseri azdırıyor, bazen de çatal, bıçak, tabak, bardak şeklinde kanımıza karışıveriyor. Hatta gecenin ilerleyen saatlerinde prezervatif kostümüne bile girebiliyor. Bu kitap, “kullan at”çılara bir ültimatom olarak; tahta kaşıkların, pamuk fanilaların, bakır kazanların, cam bardakların, bez filelerin aşkına yazıldı” diyor.

İki gününüz var

Fotoğraftaki ayakkabı, ünlü ayakkabı tasarımcımız Sertaç Delibaş’a ait. Kendisi, özel alışveriş sitesi Trendyol için bir koleksiyon hazırlamış. Pazar akşamına kadar siz de bir tanesini satın alabilirsiniz.

ORADA NELER OLUYOR

Barbie Ken’e geri döndü!


Yılan hikayesine dönen Barbie ve Ken “aşkını” ürkütücü bulanlar lütfen ses versin. Hadise giderek tüyler ürpertici bir hal alıyor. Kız çocuklarının beden algısıyla oynayan bu plastik sarışın, 2004’te ayrıldığı sevgilisi Ken’le yeniden çıkmaya başlamış! İkili Sevgililer Günü’nde birleştiklerini açıklamış! Barbie, Facebook’taki durumunu “bir ilişkisi var” olarak değiştirmiş! Ki kendisi Facebook’ta tanınmış kişi olarak geçiyor. Barbie’nin Ken’e dönmesinde, bu tipik Amerikan yakışıklısının son aylarda yaptığı jestlerin etkili olduğu söyleniyormuş! Zire Facebook’tan girdim baktım, hakikaten bayağı uğraşmış Ken. Billboard’lara ilan vermiş, Barbie’nin en sevdiği dergi US Weekly’de iki sayfa boyunca ilanı aşk etmiş, New York Moda Haftası sırasında bir gökdeleni sevgi sözcükleriyle giydirmiş, Barbie’nin adını taşıyan kekler yaptırmış.
İkilinin birlikteliği, sınırlı sayıda üretilen bir hediye setiyle kutlanıyor şu sıralar. Adı; “Together Again / Yeniden Birlikte”. 1960 model mayolar içinde görünen çift el ele tutuşmuş. Şimdilik Amerika’da 5 dolara satılıyormuş. Fesupanallah!

AVM’LERDE NELER OLUYOR

Çocuklar kukla yapıyor


Bu hafta sonu çocuklar, İstanbul Ataköy A Plus’ta Hacivat ve Karagöz kuklaları yapıyor. Yarın ve pazar günü, 12.00’de düzenlenecek atölye çalışmasında maketleri boyayacak, sonra da bu maketleri kukla haline getirecekler.

Sihirli kutuda bu ayın markası

İstanbul Kanyon’un hemen önünde, ziyaretçilere alışveriş keyfi yaşatan Kanyon Box, her ay aynı yerde farklı bir marka ile ziyaretçileri karşılıyor. Bu ayın markası ise An Original Penguin. Marka farklı tasarımları, kalıpları ile orijinal olmak isteyenlere alternatif sunuyor.
Yazarın Tüm Yazıları