Geçen hafta gazete haberlerinde vardı. Metro Grup Asset Management Genel Müdürü Gündüz Bayer, önümüzdeki beş yıl içinde Türkiye’deki alışveriş merkezi sayısının 200’den 500’e kadar çıkacağını söylemiş.
Ayrıca alışveriş merkezleri konusunda Avrupa’nın gerisindeymişiz. Türkiye’de 1000 kişiye 32 metrekare alan düşüyormuş, Avrupa’da durum bunun 10 katıymış.
Duyunca önce bir paniğe kapıldım. İstanbul’da daha fazla alışveriş merkezini bünyem kaldırmayacak çünkü. Şu anda inşaatı sürenleri de açsınlar, yeter. Hatta açılan son alışveriş merkezine Yeter Alışveriş Merkezi adını da verebilirler, ama pek havalı olmaz sanırım.
Sonra düşününce sakinledim. Söz konusu 300 alışveriş merkezi, ille de İstanbul’a açılacak değil ya, Türkiye’de tek bir alışveriş merkezi bulunmayan pek çok şehir var. İhtiyacı olan bölgelere yatırım yapabilirler.
Uzun zamandır bu alışveriş merkezlerini, "Aman efendim biz sadece bir alışveriş merkezi değil, bir yaşam alanı, yaşam biçimi sunuyoruz" diye lanse ediyorlar. İstanbul’da denemediğimiz yaşam biçimi kalmadı. Bu nedenle de tavsiye ediyorum, diğer şehirleri tanıştırsınlar yeni yaşam biçimleriyle. Biz burada hepimiz artık düzenimizi kurduk. Ne için hangi alışveriş merkezine gideceğimizi öğrendik. Sıkılırsak haber veririz. Mevcut durumu gözler önüne sermek üzere İstanbul’un mini alışveriş haritasını bile çıkardım. Üstelik listemde dünya kadar eksik yaşam biçimi var:
Akmerkez: Eski havası kalmadı, ama okul kıran veya çıkışta uğrayan liseli gençlerin gözdesi. Elbette hala Etiler’in göbeğinde, alışveriş için tercih edilen bir mekan, neticede pek çok marka buradaki mağazalarına özel önem veriyor. Paparazzilere yakalanma peşindeki ünlü isimlere rastlamak mümkün.
Kanyon: Yazılı olmayan bir kılık kıyafet yönetmeliği var. Eskiden şapka giyilmeden Beyoğlu’na çıkılmazmış, şimdi de kuaföre uğranmadan, stilettoları ayağa geçirmeden Kanyon’a gidilmiyor. Alışveriş maksadıyla en az kullanılan alışveriş merkezi. Öğle saatlerinde çevredeki şirketlerin yöneticilerini yemek yerken görebilirsiniz. Şehrin bu aralar en havalı AVM’si. Sırf görünmek için gidenler var.
Metrocity: Kanyon’dan alışveriş yapamayanlar ile üstü başı Kanyon’a gitmeye müsait olmayanların tercihi. Hemen yanıbaşında çünkü. Üstelik içinde metro istasyonu var. Bu arada Kanyon, Metrocity ve Cevahir aynı metro hattı üzerinde bulunuyor. Hepsi ayrı bir istasyonda. Alışveriş hummasına yakalanıp, bir günde üçünü birden gezenler var. Belirli bir markanın ayakkabısını birinde bulamadınız diyelim, atlayıp 2 dakikada ötekine geçip orada arayabilirsiniz.
Cevahir: Gerçekten ama gerçekten alışveriş yapması gerekenler, belirli bir ürünü arayıp, pek çok alternatif görmek isteyenler buraya gidiyor. Dev bir alışveriş hangarı çünkü. Çevre semtlerden takılmak için gelen bir kitle de var. Havalı olmaktan en uzak alışveriş merkezleri sıralamasında dereceye girer. Bazı markaların tek mağazası burada bulunduğundan uzak durmak maalesef mümkün değil. Geçen sene yaşanan güvenlik rezaletleri sonrasında bir süre boykot ettimse de, çaresizlikten uzun sürmedi. Bir an evvel işimi bitirip, oyalanmadan çıkmaya çalışıyorum.
Capitol: Bukalemun gibi bir yer. Bu konuda ödülü bile var. Her gittiğimde değişmiş buluyorum. Kadıköy ve Üsküdar çevresinde oturanların tercihi. Tam bir mahalle AVM’si. Özellikle çocuklu aileler tercih ediyor. Başı çocuk gürültüsü kaldırmayanlar pazar günü gitmesin.