Çin malı tek bir çöp bile almadan yaşamak mümkün mü?
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bana sorarsanız imkansıza yakın bir şey. Çin malı satın almadan yaşamak, alışveriş yapmadan yaşamakla aynı anlama geliyor neredeyse. Çünkü her Çin malının üzerinde "made in China" yazmıyor.
Diyelim markete gittiniz, son derece yerli malı ürünler aldınız. Tarhana, günlük yumurta, süt ve ekmek gibi. Kasada ödemeyi yaptınız, aldıklarınızı poşete doldurdunuz çıkıyorsunuz. Peki o poşet nerede üretildi acaba? Ya da tarhananın ambalajı? Otomobiliniz bozuldu tamirciye gittiniz. Parça değişmesi gerekiyor. O parça nereden geliyor?
Ben neredeyse imkansız diyorum ama, Amerikalı yazar Sara Bongiorni, ailesiyle birlikte tam bir yıl boyunca Çin malı satın almadan yaşamayı denemiş, bu deneyimi de kitap haline getirmiş.
Adı "A Year Without Made in China" (Made in China’sız Bir Yıl). Boykot kararını ailecek Noel’den iki gün sonra almışlar. Sanıyorum o esnada cereyan eden alışveriş çılgınlığında gına gelmiş olmalı.
Sara Bongiorni, kendisinin yazdığı makalede karar anını şöyle anlatıyor: "O karanlık pazartesi kanepede uzanmış, tatilin hüzünlü kalıntılarına bakarken kafama dank etti. Çin her yeri ele geçirmişti. Televizyonun ekranı, kapıdaki tenis ayakkabıları, Noel ağacının üzerindeki ışıklar... Hemen kalktım ve bir envanter çıkardım. Gelen hediyeleri Çin malı olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayırdım. Çin 25’e 14 kazandı. Fark ettim ki Noel, Çin yapımı bir bayrama dönüşmüştü. Yeter dedim, Çin’i evden atmak istedim."
Amaçlarının Çin’i cezalandırmak olmadığını söylüyorlar. Sadece Çin malı almadan ne kadar yaşanabilir, durum ne kadar vahim görmek istemişler.
İlk sıkıntı oğullarına tenis ayakkabısı ararken yaşanmış. Çin malıyken 10 dolara aldıkları ayakkabıya İtalyan malı olunca 60 dolar ödemişler. Bütçedeki ilk delik de bu vesileyle meydana gelmiş. Bongiorni, bir tenis ayakkabısına 60 dolar ödemenin ağırına gittiğini söylüyor.
Kocasının doğum gününde pastaya mum almak için market market dolaşmış, Çin malı olmayanını bulamamış. Sonunda evde geçen seneden kalanlarla idare etmişler.
Çekmece bozulmuş, Çin malı olmayan parça bulunamadığından bozuk kalmış.
Evdeki 4 fareyi babadan kalma yöntemlerle haklamışlar, çünkü bu yeni nesil yapışkanların da hepsi Çin malıymış.
Dört yaşındaki oğullarına alabildikleri tek oyuncak Danimarka malı legolar olmuş. Çocuk yıl sonuna doğru küçük bir sinir krizi geçirmiş ve anne babasına boykotu sona erdirmeleri için yalvarmaya başlamış.
Nihayet bir sonraki Noel geldiğinde çam ağacını elde yaptıkları süslerle donatmak zorunda kalmışlar.
Koca yılı Çin malı olmadan geçirdikten ve deneyimlerini bir kitapta topladıktan sonra Sara Bongiorni şu sonuca varmış: "Çin malı olmadan yaşanabilir ama bu iş her geçen gün daha pahalı ve zor bir hal alıyor. Bundan 10 yıl sonra aynı şeyi deneme cesareti gösteremeyebilirim."