Yılda iki kez açılan cennet kapısından iki gün önce yeniden geçtim sevgili okurlar. Ben bunu hep yaparım, düzenli olarak cennet kapısından geçer, geri dönerim. Son açıldığında üç kez gidip dönmüş, yol geçen hanına çevirmiştim. Üç hafta açık kalacak kapılar. Bakalım bu sefer kendimi tutabilecek, tek seferle yetinebilecek miyim?
Benim cennet, düzenli olarak Yenibosna’da açılıyor. Bir kez yaz bitiminde, bir kez kış bitiminde. Anlamışsınızdır herhalde, bir alışveriş cadısının cenneti ne olabilir? Elbette ucuz ama kaliteli alışveriş yapılacak bir yer.
Ama neresi?
Hayır hayır, hangi sezon üretildiğini tasarımcısının bile unuttuğu giysilerin satıldığı çadırlardan bahsetmiyorum.
Daha bir, bilemediniz iki sezon önce mağaza raflarında duran, üzerinde kocaman rakamların yazılı olduğu etiketler bulunan giysilerden, ayakkabılardan, çantalardan, saatlerden bahsediyorum.
Lacoste diyorum, Calvin Klein diyorum, Burberry, Swatch diyorum...
*
Açılış duyurusunu alır almaz, sabah 9.30’da olay yerinde aldım soluğu. Olay yeri Yenibosna’da, Eren Holding binası. Son sefer açılıştan 10 dakika sonra gitmiş, kalabalığa kalmıştım, öyle söyleyeyim. Ancak bir acil serviste dakikalar bu kadar hayati önem taşıyabilir. Hatta saniyeler... Yanınızdaki atik davranıp, gözünüzün kaldığı şeye sizden evvel uzandığında her şey bitmiş demektir.
Gittiğimde ortalık sakindi. Fakat bu sükunet bende telaş yarattı. Niyeyse huylandım. Bahçe kapısından mağaza kapısına kadar olan 50 metrelik mesafeyi koşmamak için kendimi zor tuttum.
Yıllar içinde geliştirdiğim bir teknik var. Size de teknik çalışmanızı şiddetle tavsiye ederim, yoksa eli boş çıkabilir, onca şey arasında yolunuzu kaybedebilirsiniz. İşte benim teknik rapor:
1. Kapıdan girer girmez önce çantalara saldırın. Çünkü buraya gelen kadınların yüzde 90’ı çanta delisi ve çantanın bedeni, numarası olmadığından ilk önce onlar bitiyor. Özellikle de büyük boy olanlar.
2. Ardından ve hızla ayakkabılara yönelin. Lacoste ayakkabılar daha ucuz olduğundan (son gittiğimde 25’e parmak arası deri terlik, 50’ye yazlık ayakkabı vardı) önceliği onlara verin. Sonra Burberry’nin ayakkabılarına bakarsınız. Bunların da sayısı fazla olmadığından tükenme tehlikesi var. En iyisi seçimi kişisel zevkinize bırakayım.
3. Şimdi artık giysilere bakmaya başlayabilirsiniz. Elinize büyükçe bir poşet alın ve alıp almayacağınızdan emin olmasanız bile gözünüze kestirdiğiniz her şeyi içine atın. Çünkü kasaya gidene kadar fikrinizi değiştirebilirsiniz ve rafta bıraktığınız bir şeyi bulma ihtimaliniz yoktur.
4. Alışverişinizi hızla bitirip çıkmayın, biraz oyalanın. Çünkü raflar çekirge istilasına uğramışçasına hızla boşaldığından, görevliler depodan sürekli yeni bir şeyler getiriyor. Kalmadı sandığınız, bedenini bulamadığınız bir şey depodan her an çıkıp gelebilir.