Sürprizlerden hoşlanmam; kendimi hazırlamışım 21 Aralık 2012’ye, son dakika şu sahte peygamber çıkıp tarihi öne çekti. Kıyamet bu akşam 18.00’de kopuyor, iyi mi. İşim gücüm var, nasıl hazır olacağım ben akşama kadar? Kıyamete nasıl hazırlanılır bilen var mı bu arada?
İnsanoğlu, kendi sonuyla lanetlenmiş gibi. Tarihin başından, hatta öncesinden bu yana felaket senaryoları, kıyamet günü, dünyanın sonuyla kafayı bozmuşuz. Tarih ve yazı öncesine dair kesin veri elde etmek zor. Fakat kayan her yıldız, düşen her göktaşı, açıklanamayan her olayla paniğe kapılan ilkel insanı hayal etmek kolay. Tek tanrılı dinlerin farklı kıyamet günü tanımları var. Hıristiyanlık’ta İsa Mesih’in geri dönüşüyle başlayacak her şey mesela. O yüzden de, neredeyse milattan bu yana, düzenli aralıklarla kıyamet günü kehanetleri ortaya çıkmış. Ulaşabildiğim bilgilere göre, bunlardan ilki M.S 44 yılına ait. Daha tüm İnciller bile yazılmadan önce, Teudas adlı biri çıkıp kendini Mesih ilan etmiş ve peşine 400 kişiyi takmayı da başarmış.
21.12.2012 ŞİMDİLİK RAFA KALKTI
Son zamanlarda aklımızda tek bir tarih var: 21 Aralık 2012. O kadar ciddiye alınıyor ki, Hollywood dev bütçeli filmini bile yaptı. Kimilerine göre bu tarihte Marduk geliyor, kimi Maya takvimini esas alıyor. Fakat birbirinden ayrı 4-5 kaynak hep bu tarihi söylüyor. Aztekler, Kızılderililer, Nostradamus ve şu meşhur Bulgar kahin... Şahsen bende paniğe sebep olmuyor, bundan bir buçuk yıl sonra kıyamet kopuyor olması. Neticede 7 milyar insan hep birlikte gideceğiz gibi görünüyor, gözün arkada kalacağı bir çöplük olmayacak. Ayrıca kıyamet gününü görmek şahane bir ayrıcalık olurdu. Fakat ben kendimi böyle güzel güzel hazırlamışken, Kaliforniyalı bir Evangelist çıkıp, kıyamet 21 Mayıs’ta kopuyor, dedi.
SAATİ BİLE BELLİ
Hareketin başında Harold Camping (89) var. Kendisi Evangelist bir radyonun sahibi. Ona göre bugün akşam 18.00’de Mesih Kudüs’te görülecek. 21 Ekim’de de dünya yok olacak. Elbette tarihin öne gelmesinin sebebi, günahkar insanoğlunun bir türlü ıslah olmaması. Hatırlarsınız, 1999 depreminin de bu yüzden olduğunu iddia eden büyük Türk şahsiyetleri vardı. Camping tezini, İncil’de saklı kehanetler üzerinden yarattığı bir matematik sistemine dayandırıyor. Son zamanlarda Arkansas’ta yaşanan toplu hayvan ölümleri, kendisinin inandırıcılığına tuz biber ekmiş durumda. Ama bir tesellimiz var; Camping daha önce de bir kıyamet tarihi vermişti ve üzerinden 17 yıl geçti. Bu hatayı esas alıp yeni tarih konusunda kendisini sorgulayanlara; “bekleyin ve görün” diyor. Radyosundan sürekli kıyamet gününün geldiğine dair yayın yapıyor. Üstelik eyaletteki billboardları da donatmış durumda. Harold Camping’e rahatlıkla sahte peygamber deyip geçebiliriz. Zaten bugün kıyamet de kopmayacak. Ama bugün, ya sahiden dünyadaki son gününüz olsaydı? İnsan son gününde ne yapmak ister, siz ne yapmak isterdiniz?
HESABI NASIL YAPTI
Peter’ın İncil’i, kıyametin Nuh Tufanı’ndan 7 bin sonra kopacağını ima ediyor. İncil’in Yaradılış bölümü de tufanın ikinci ayın 17’sinde olduğunu söylüyor. Camping, Yahudi takvimine de bakmış, tüm verilerin ışığında bahsedilen günün bugün olduğu sonucuna varmış. Akşam altıda birden bire depremler başlayacak ve beş ay boyunca devam edecek.
144 maddede terapi
Vakit bulamayanlar, parası olmayanlar, hızlı çözüm arayanlar, çocuğunu sevindirmek isteyenler... Gel vatandaş gel, 144 maddede terapi burada. Okuyun, mis gibi olun!
Bayılıyorum bu hap tedavi kitaplarına. En yenisi Derin Kitap’tan çıkan Cep Terapisi. Uzun uzun anlatmaya gerek yok, adı yeterli doneyi sağlıyor zaten. Yazarı Therese J. Borchard, bunun duygusal açıdan bir hayatta kalma kılavuzu olduğunu söylüyor. Acil durumlarda güya size iyi gelecek 144 öneri var. Kitap maalesef fazla Amerikalı ve kişisel. Yazarın karmaşık ve zorlama metaforlarından başınızı alabilirseniz belki işe yarar ipuçları bulabilirsiniz. Bana anlamlı gelen birkaçını buraya aldım: 1. Dörde kadar sayın 2. Yapın gitsin 3. Sevin gitsin 4. Bir adım atın 5. Somurtmayın, çünkü somurtmayı unutamazsınız 6. Tutkunuzu keşfedin 7. Akrobasi yapmayı bırakın 8. Etrafında dolaşmayın, üstüne gidin 9. Etiketleri çıkarın 10. Eğlenmeyi unutmayın... Vazgeçtim, sıralarken bile son derece beylik ve bayat geldi. Siz en iyisi boşverin bu kitabı.
BEYAZ ADAM ÇATAL DİLLİ 1. Geleneksel Tarkan Müzik Ödülleri
Hafta başında yapılan 17. Kral Müzik Ödülleri’nde Tarkan tam 7 ödül topladı malumunuz. En iyi kadın sanatçı, en iyi grup, en iyi film müziği gibi teknik olarak alması imkansız kategoriler dışında ne varsa topladı, diyebiliriz. Fakat ödülleri almak üzere sahneye hiç çıkmadı; son ana kadar. Olimpos tanrıları gibi kulisteki monitörden izlemiş olmalı onun yerine ödül alan arkadaşlarını. Haklı tabii, insan bir gecede yedi kere sahneye çıkarsa yüzü eskiyiverir. Benim o gece gördüğüm, beğenin ya da beğenmeyin, bu yıl 17. kez dağıtılan bir ödülün, Tarkan’ın imajını parlatmak uğruna feda edildiğidir. Sanki tüm organizasyon, Tarkan’ın finaldeki havalı çıkışı için inşa edilmiş. Bir de sormak isterim, Tarkan’ı demode bulan bir tek ben miyim? Tamam albümü beğenildi, ama yılın en büyük müzik olayı olmadığı ortada. Ya da değil mi? Bir tek ben mi böyle düşünüyorum? Peki ya o dans, giyim, saç, bakışlar? Yoksa koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi mi diyoruz?