İşin ciddiyetini geçen yaz pek anlamamıştık, ne de olsa yeni gelmişlerdi. Aradan 16 ay geçti ve bu amfibik çirkinler, dünyanın geri kalanından sonra Türkiye’yi de istila etmeye hazırlanıyor.
Marslılar’ın istilası kadar vahim sonuçlar doğuracağını sanmam. En fazla bazılarının göz zevki bozulabilir.
Amfibik çirkin dediğim şey, Crocs marka ayakkabılar. Çirkin dediğim için alınacaklarını sanmam. Ne de olsa sloganları "En Güzel Çirkin". Amfibik olmaksa öğündükleri şeylerin başında geliyor. Crocs’lar hem karada hem de suda gidiyor.
Zaten görünüşe bakılırsa hiçbir şey Crocs’çuların moralini bozmuyor. Bu çirkin şeylerden nefret edenler gruplar kuruyor, bloglar açıyor, Youtube’da ayakkabıları parçalayıp ateşe veriyor, onlar mutlu oluyor. Bu durumu moda ikonu olmanın bir parçası olarak kabullenmişler. Fransız markaları gibi taklitlerle de uğraşmıyorlar. Taklit bile olsa, sokakta Crocs benzeri ayakkabılarla dolaşanların, reklamlarını yaptığını düşünüyorlar.
*
Denizcilikle uğraşanların, teknelerde giymesi için icat edilmiş, kaba saba birşeyin böyle virus gibi yayılması şaşırtıcı. Ortaya çıkalı hepi topu 5 yıl oldu ancak Amerika’da Nike ve Reebok’tan sonra sektörünün 3. büyük markası. İlk çıktığında tek bir modeli, altı rengi vardı. Şimdi farklı renkleri de hesaba katarsak 23 bin çeşit ürünü var. Süs olsun diye üzerindeki deliklere takılan "jibbitz"lerin çeşidi bile 2 bini bulmuş.
Doktorlar, hemşireler, aşçılar, garsonlar için yaptıkları modeller çok satıyor. Uzun süre ayakta duranlar çok rahat ediyor.
Crocs Türkiye’ye ilk kez geçen yaz geldi, büyük şehirlerde hızla yayıldı. Bizimkiler kısa sürede taklitlerini piyasaya sürmeyi de ihmal etmedi. Yine de Amerika’daki kadar yaygın ve çeşitli değildi. Ancak bu sene patlama yapacak gibi görünüyor, çünkü dağıtımını artık Yeşil Kundura yapacak ve koleksiyonunun neredeyse tamamı Türkiye’ye geliyor. Yurt sathında bir istila planları var gibi geldi bana. Daha fazla mağazada ve daha çok ürünle, ayaklarımızı ele geçirmeye çalışacaklarmış.
Yeşil mağazasına gidince gördüm ki, Crocs’un sadece bildiğimiz o delikli, çirkin ve kocaman modeli yok. Babet, çizme, parmak arası terlik, bot, çanta, topuklu ayakkabı bile yapmışlar. Hepsi de aynı malzemeden, Croslite’dan üretilmiş. Babetlerin gerçek süet gibi görünenleri var. Bazı modeller ise, pazarlarda satılan plastik ayakkabılara benziyor. Markanın Güney Asya, Ortadoğu ve Afrika Bölge Direktörü Mark Langhammer’e espri olsun diye "Siz yakında bu malzemeden stiletto da yaparsınız" dedim, "İyi fikir" diye cevap verdi. Yok artık, o kadar da uzun boylu değil. Kimse bana Crocs stiletto giydiremez.
Aklı başında biri neden Crocs giyer
1. Yumuşak, rahat, ayağın şeklini alıyor.
2. Çok hafif, ortalama 150 gr.
3. Havayı hapsetmiyor. Ayakları kuru ve serin tutuyor.