Paylaş
-Kayseri’de 13 ve 14 yaşındaki iki kız paylaşamadıkları erkek için kavgaya tutuştu. Kızlardan biriyle annesi bıçaklanıp hastanelik oldu.
-Bolu Ticaret Meslek Lisesi öğrencisi 16 yaşındaki B.Y. ile yaşıtı Ö.S., okul yakınında karşılaştı. Daha önce kavga ettikleri için ifadeleri alınan B.Y., iddiaya göre erkek arkadaşıyla konuşmasına kızdığı Ö.S. ile kavga etmeye başladı. B.Y. yanındaki arkadaşlarıyla birlikte Ö.S.’yi dövdükten sonra kaçtı. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan Ö.S. hastaneye götürüldü..
-Kayseri’deki Yenişehir Atatürk Ticaret Meslek Lisesi’nde 17 yaşındaki T.B, boyu kısa olduğu için sınıf arkadaşı C.K. ile dalga geçti, ardından da pencereden atmakla tehdit etti. Tartışma kavgaya dönüşünce, T.B., C.K.’yı saçlarından tutup yerde sürükledi. Sinir krizi geçiren C.K., hastaneye kaldırıldı.
-Elazığ Fırat Üniversitesi’nde okuyan ve aynı evi paylaşan L.B. (26) ile H.B. (22), önceki akşam erkek arkadaş yüzünden tartıştı. L.B., erkek arkadaşına kendisi hakkında kötü sözler söylediği gerekçesiyle H.B’yi karnından bıçaklayıp kaçtı.
-Eskişehir’de lise 3’üncü sınıfta okuyan kız öğrenci H.K. (16), okuldan uzaklaştırma cezası almasından sorumlu tuttuğu kendisi gibi 3’üncü sınıf öğrencisi G.K. ile (17) tartıştı. İki öğrenci öğle saatlerinde sokakta karşılaştı. H.K., tartıştığı G.K.’yı sol kalçasından ve belinden bıçakla yaraladı. Gözaltına alınan H.K. çocuk şubesi ekiplerine teslim edilirken, tedavi altına alınan G.K. “Yolda birden bana saldırdı” dedi.
-Kastamonu’da iki genç kızın sokaktaki tartışması kavgaya dönüştü. İhbar üzerine harekete geçen polis, Y.A.’yı (18) sokakta bıçaklanmış ve yarı baygın halde buldu. Görgü tanıklarının ifadesini değerlendiren polis, 17 yaşındaki C.M.’yi kısa süre sonra yakaladı.
Internet arama motoruna ‘kızların bıçaklı-kanlı kavgası’ diye yazdığınızda karşınıza gelen onlarca haberden bazıları bunlar. Hepsi son üç yıla ait. Neredeyse her hafta, gazetelerin üçüncü sayfasında, genç kızlar arasında kan dökülen bir olaya rastlıyoruz. İçlerinden biri, saldırı sonrası kalbi durduğu için felçli kaldı. Ne oluyor, bu kızlar neden mahalle kabadayısı gibi yaşıyor? Neden erkeklere özgü kabul edilen, üstelik de hayli şiddet barındıran bir role talipler?
ERKEKLER KADAR KIZLARI DA ETKİLİYOR
Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden uzman klinik psikolog Merve Soysal Başa (çocuk ve gençlerle çalışıyor), “medyada daha fazla yer bulmasının sebebi haber niteliği taşıması” diyor. Ama kız-erkek gençler arasında şiddet eğiliminin giderek arttığını söylüyor. Çünkü kendilerini sözle ifade etmeyi beceremiyorlar. Çünkü biz artık okullarda onlara bunu öğretmiyoruz. Anlatım, kendini ifade, kompozisyon gibi dersler fuzuli görülüyor. Teoride var ama pratikte yoklar. Sınıflarda onun yerine harıl harıl test çözülüyor. Sınavda karşılarına çıkmayacak bilgi ilgilerini çekmiyor. Deli gibi hazırlandıkları sınavlarda da en çok buradan çakıyorlar. Sözel yeteneklerini iki yaş seviyesine hapsettik.
Başa, “İnsan kendini yeterince ifade edemediğinde şiddete başvurur. Nasıl küçük çocuklar, daha konuşmaya başlamadan önce agresifleşir, gençlerde de böyle. Ellerindeki bu telefonlar, MSN yazışmaları, Facebook, Twitter sözel ifade yeteneğini geliştirmeyen şeyler. Kısa cümleler kullanıyorlar. Olaylar konuşularak çözülmekten ziyade saldırganlaşılarak çözülüyor” diyor.
İzledikleri dizilerdeki şiddet unsuru etkiliyor diye konuşuyoruz ya, bu erkekleri olduğu kadar kızları da etkiliyor. Çünkü okullarda dizilerdeki abilerini taklit eden, sert karakterli tipler grup lideri kabul ediliyor. Sorun çözücü olarak görülüyor. Kesici alet taşımak popülerlik sebebi. Ailede öğrenilen şiddete hiç girmiyorum.
Başa, “Erkek arkadaşının sana değer verdiğini nasıl anlarsın diye soruyorsunuz; ‘Dışarı bensiz çıkarsan bacaklarını kırarım diyor’, diye cevaplıyor. Bu bir sevgi gösterisi. Veya bunu giyersen, şuraya gidersen gebertirim seni diyen erkek arkadaşı için ‘Beni çok seviyor, değer veriyor’ diyor” diye anlatıyor tecrübelerini.
Meramını 140 karakterle anlatmaya alışan nesil, şiddet sınavından geçiyor. Maalesef bu sınavdan geçmek için gece-gündüz test çözmek yetmiyor.
ZORBALIĞA UĞRAYANA NASIL YARDIM EDERSİNİZ
Akran istismarından okula gitmek istemeyen ergenler de var. Arkadaşları bu çocuklara isim takıyor, Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde karalama kampanyaları yürütüyorlar. İstismar ve zorbalık fiziki şiddetten daha etkili.
ABD merkezli kuruluş ADL (Karalama Karşıtı Birlik), 1913’te Yahudilere yönelik ayrımcılıkla mücadele için kuruldu. Şimdi ülkenin önemli insan hakları örgütlerinden biri. Temel gayretleri, ayrımcılığın ve nefretin her türüne karşı, toplumun her kesimine eğitim vermek. Sadece ABD’de değil, dünya çapında faaliyet gösteriyorlar. Okullarda meydana gelen zorbalık vakaları da üzerinde çalıştıkları alanlardan biri. Okulunuzda zorbalığa uğrayan biri varsa neler yapabileceğinizi şöyle sıralıyorlar:
1. Okulda zorbalığa uğrayan birini gördüğünüzde tanısanız da tanımasanız da kurbanı destekleyin. Yalnız olmadığını bilsin.
2. Biriyle isim takılarak alay edildiğini duyduğunuzda gülmeyin. Zorbalığın suç ortağı olursunuz.
3. Güvendiğiniz bir yetişkini durumdan haberdar edin. Bu bir ebeveyn, öğretmen, danışman olabilir.
4. Becerebilirseniz, kabadayılık yapanlara zorbalığa uğramanın ne hissettirdiğini anlatmaya çalışın. Evet, cesaret istediğinin farkındayım.
5. İnsanları yargılamak yerine tanımaya çalışın, oldukları gibi kabul etmeyi öğrenin.
6. İnternette de dikkatli davranın, okuldan bir arkadaşınız hakkında sosyal medyadan gönderilen inciti mesajları başkalarına iletmeyin, yayılmasına destek olmayın.
Paylaş