Paylaş
Demirtaş, İTO’nun hayal projelerini değerlendirdiği bugünkü bölümde ise Dalgakıran Projesi’ne itirazda bulunan meslek odalarıyla ilgili konuştu. “istemezükçüler” gibi ötekileştirmelere katılmadığını, uzlaşıyla çözüm bulunabileceğini kaydetti.
Vizede ısrarcıyız
Yunanistan’dan yeni döndünüz. Hem ticari ilişkilerin gelişmesi hem de vize konusunda ısrarcısınız...
- Temel prensibimiz şu: En çok ticaret en yakın ülkeyle yapılır. Bundan yola çıkarak 20 yılı aşkın süredir Yunanistan’la ticareti geliştirmek için çaba gösterdik. Ancak Yunanlıların kafalarındaki bariyer nedeniyle çok az olan ilerlemeler, bugün 4 milyar doların üzerine çıkma başarısı gösterdi. Özellikle adalarda bu ortamı çok yumuşattık. Atina’yla ilişkilerimiz maalesef son derece sınırlı kaldı. Bunca yıl içinde Atina Ticaret Odası’na iki kere gitmeme rağmen, kendileriyle hiçbir ilişkimiz bugüne kadar olmamıştı. Ama biz vazgeçmedik.
Son Yunanistan gezinizi bu anlamda değerlendirir misiniz?
- Son günlerde Yunanistan’da gerçekten büyük sıkıntılar var. Bizler kara gün dostu olarak geçmişte de onların hep yardımına koştuk. Savaşta, depremde, yoklukta, yangında... Onlar da bize koştu. Nasıl Marmara Depremi’nde bize ilk koştularsa bu krizde de ne yapabiliriz diye görüşme yaptım. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı’yla görüşmemiz oldukça verimli geçti. İzmir’de bir ekonomi zirve yapılması kararını aldık. Hazırlıklarına başladık. Aynı zamanda 48 saat vizesiyle ilgili de ısrarcı olacaklarını söyledi. Ticaret turizmle başlar. Turizm ne kadar gelişirse, ticaret de ona paralel gelişme gösterir. O nedenle turizmi ticaretin önkoşulu olarak görüyoruz.
Bir tur iki ülke
Ortak hareket kararı mı aldınız bir anlamda?
- İşbirliği kararı aldık. “Bir tur iki ülke” sloganıyla ortak tanıtım yapılmasını kararlaştırdık. Ege’nin kuzeyinin kruvaziyer turizminden pay almaması nedeniyle, İzmir’den itibaren kuzeyde kalan Ege Denizi’nin de Selanik gibi daha etkin kullanılması gerektiği konusu görüşmemizde dile getirildi. Bizi hiç ziyaret etmeyen Atina Ticaret Odası Başkanı’yla görüşme yaptık. “Ekonomik zirvenin Yunanistan ayağında ilgili yardımcı olur musunuz” dedim. “Tabii ki” dedi. Bu, 20 yıl sonra elde edilen bir başarıdır. Yunanistan’ın şu anda ekonomik partneriyiz. 2011’de 800 bin Yunan Türkiye’ye geldi. Şimdi de yeni işlerde birlikte olmanının görüşmeleri yapılıyor.
Turizm demişken... Kruvaziyer ve kongre turizmine de ağırlık veriyorsunuz. Geleceği ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Brookings Enstitüsü’nün 2011 araştırmasında İzmir en hızlı büyüyen 4’üncü dünya metropolü seçildi. Neden? Çünkü büyümede 4 unsur önemli. Turizm, ticaret, ulaşım ve imalat. Turizm ve ticarettir İzmir’i dünya metropolü yapan. Burada da övünmek gibi olmasın katkının büyük kısmı bizden geliyor. Biz bu bayrağı 2012’de de taşımaya devam edeceğiz. Turizmde çok büyük pay alabiliriz. İzmir’in bu olanakları ve potansiyeli var. Zaten sanayide gelişmişliği var. Bin yıllarca ticaret kenti olmuş. Turizmde geride kalmıştık. Bize yakışmıyordu. Onun için dünyanın gelişen yükselen trendi olan kruvaziyer turizmini farkına vararak bugünlere getirdik. Tüm dünyada kruvaziyerde İzmir’in başarı hikayesi anlatılıyor. Tabii ki yapacağımız çok şey var. Limanı yapmalıyız önce. Onun dışında İzmir’de kruvaziyerlerin gece kalmalarını sağlamak ve binilen inilen homeport olmasını sağlama projesi var. Costa şirketi başlıyor bu işe. Birkaç yıl içinde milyona erişmemiz mümkün olacak.
Kongre turizmi atağı
Kongre turizmiyle ilgili gelişmeler var mı?
- Kruvaziyer turizminde 113 dolar bırakan turist, kongre turizmi olduğu zaman bin 113, 2 bin 113 dolar bırakır. Çünkü en az 2 ile 5 gün arası İzmir’deki otellerde konaklayacak, kongrelerini yapacak ve gezecekler. Gece İzmir’de yaşayacaklar. O nedenle kongre turizmi ikinci geliştirilmesi gereken turizm biçimi. Artık tüm dünya organizasyonlarına katılıyoruz. 6-8 Mart’ta Londra International Confex’e gidiyoruz. İTO’nun meclis üyeleri, sektör yöneticileri ve acentelerden oluşan 100 kişilik Londra çıkarması olacak. Londra’da bu konuda tüm dünya kongre düzenleyicileriyle görüşmeler yapacağız. “5 gün kongre yapın 1 günü biz vereceğiz” diyeceğiz.
Kruvaziyerdeki ayakbastı ücretini karşıladığınız gibi mi?
- Bunun parasını sektörle beraber paylaşırız ya da onlar karşılar. Şu anda da birtakım sonuçlar alınmaya başlandı. Biz ekiyoruz; kongre fuarına gidiyoruz, tanıtım için CD ve guide dağıtıyoruz. Biçmek ise otellerden ve kongre merkezlerinden. Büyükşehir’in Kültürpark’taki kongre merkezi olduğunda, Efes Kongre Merkezi’yle büyük kapasite yaratacağız. Yine kruvaziyerdeki gibi bir çıkışa geçecek.
Batan gemide yemek yemiştim
Costa Condordia kazasının kruvaziyer turizme zararı olur mu?
- Bu gemi İzmir’e ilk seferini yaptığında ben de gitmiş, yemek yemiştim. Geminin maketi de burada. Başlangıçta olumsuz etkisi olabilir ama insan hafızası 15-20 gün sonra unutur zaten. Kaldı ki kaza her yerde her an olabilir. Bir daha tekrarlanmaması önemli olan. Dünyanın her yerinde gemiler batıyor. İnsan hatası. Ne teknoloji, ne gemiden kaynaklanıyor.
Patinaj yapmayalım
Dalgakıran Projesi’yle ilgili son durum nedir?
- Dalgakıran projemiz ama üstünde itiraz var. Dolayısıyla itiraz elbet olacaktır. Ancak biz hala o kültüre erişemedik. Fikirleri alarak, görüşleri alarak asgari müştereklerde İzmir’in önünü açmamız gerekir. Sayın valimize de öneride bulunmuştum. Meslek odaları olarak bir araya gelelim, bu konuda uzlaşalım. Belediye başkanımız da olsun, odalar da olsun. Toplantı henüz yapılamadı. En kısa sürede yapmamız lazım. Meslek odalarının mesleki birikimlerinin değerlendirildiği planlar yapmalıyız. Aksi halde hep patinaj yaparız. Patinaj yapmamak için katılımcı ve uzlaşmacı bir anlayışla olaylara yaklaşmamız gerekiyor. Dalgakıran Projesi konusunda bir itiraz var. Yasal süreç devam ettiği için bir şey söylemek mümkün değil.
Kruvaziyer Limanı Projesi peki?
- Kruvaziyer limanıyla ilgili zaten Büyükşehir’in önerisiyle eski limanı kruvaziyere dönüştürme çabasına girmiştik. Mimarlar Odası’nın görüşü yine aynı yerde. Şekilsel birtakım önerileri, düşünceleri var. Bunların da plan yapılan kurum tarafından dikkate alınarak, onların da görüşünün olumlu olmasını sağlamak durumundayız. Bu konuda girişimlerimiz sürüyor.
Çözüm için umudunuz var mı?
Kruvaziyer limanında uğraşıp itirazsız çözer miyiz diye bir umudum var. İnşallah olacak. Ama ben hiçbir zaman için “istemezükçüler” gibi ötekileştirme düşüncelerine kesinlikle katılmıyorum. Bu çok yanlış. Meslek odaları, İzmir sevgisiyle İzmir’e daha iyi bir şey yapılması amacıyla önerilerde bulunuyorlar. Bunlara farklı bakmak durumunda olmamalıyız. Mutlaka değerlendirmeliyiz. Tıkanmadan bu işi yapmanın çaresini hep birlikte en kısa sürede arayacağız.
Paylaş