Paylaş
Güzel İzmir manzarasında İzmir’i konuştuk. Öyle güzel görünüyordu ki şehir, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile artık İzmir’de iyi şeyleri konuşma vakti geldiği ana fikri oldu sohbetin. Kocaoğlu, İzmir’i kuşbakışı izlediğimiz Tarihi Asansör’de İzmir’e yönelik eleştirilere de yanıt verdi:
İzmir’i diğer şehirlerden farklı yapan özellikleri var. Hep dikkat çeken, gözlerin üzerinde olduğu bir şehir... Ama geride kaldığı yönünde eleştiriler var. Siz ne düşünüyorsunuz?
- İzmir birçok zenginlikleri olan bir kenttir ama kentler de insanlarla birlikte canlı bir organizmaya sahiptir. Hepimizin inişleri çıkışları vardır. Ekonomik olarak sıkıntıları da olmuştur. Aileler, kentler, milletler, devletler zaman zaman sıkıntı yaşıyor. Tekdüze bir şey yok hayatta. İzmir 1980’den itibaren hatta 1975’lerden başlayan bu sanayileşmede öncü olmuştur. Ama sonra çeşitli nedenlerden dolayı İzmir’de diğer kentlere göre daha az gelişme oldu, yani hak ettiği yolu katedemedi. Buna kimileri ‘Hükümet yatırım yapmadı’ diyor, kimileri ‘Sanayicilerin ikinci kuşağı rehavete kapıldı, sürekli yatırım yapmadı büyütemedi’ diyor. İstanbul fırladı doğru. Anadolu kentlerinde hiç sanayi yoktu birden bire bir hamle yaptılar ve bir yeniliğin getirdiği ilkin getirdiği enerjiyle başarılı olmak için savruldular. Bunların hepsi ayrı birer etken.
Hiçbirimiz durduramayız
Siz iki döneminizi değerlendirdiğinizde...
- Zenginlik, büyüklük farkına varmadan çöken bir şeydir. Bir bakmışsınız ki treni kaçırmışsınız. Ondan sonra da toparlanmanız zaman alacaktır. İzmir böyle bir süreci yaşadı. Biz göreve geldiğimiz zamanda da durum böyleydi. ‘İzmir’in çıkışı nasıl olur, çarkı çevirmek için ne yapabiliriz’ düşünüyoruz. 2010’da da büyüme oldu ama 2011’de 200 metropol içerisinde dördüncü büyüyen kent oldu. Bu bir ölçü. 2011’de merkezi hükümet, Kuzey Çevre Yolu’nda, Beydağ Barajı’nda, belli miktarda bölünmüş yoldan başka bu kente çok büyük ne teşvik verdi diğer illere göre, ne de büyük bir cazibe yaratacak altyapı... Biz de Ahmet Piriştina’nın başlattığı gökdelenler bölgesini planlamak için uğraşırken yatırımcının gelmesi için de bir şey lazım. Belediye imarını hazırlarken bu sefer İnciraltı’nı da planlamamız lazım diye yola çıktık. Ve 2012’de de büyümenin sürdüğüne inanıyorum. 2013’te bunun daha artacağını düşünüyorum. O zaman ne yaptık biz? Bu kenti kalkındırmak için altyapı eksikleri ne? Toplu ulaşım, fuar altyapısı, kültür sanat altyapısı, altgeçidi, yolu vs... Toplu ulaşım sanayiyi dışarıya çıkarttığı, sanayiyi hedeflediğiniz yerlere taşıdığı gibi kentin içinde de cazibe merkezleri yaratır. Eğer
toplu ulaşımı yapabilirseniz... Kent gelişmesini sürdürecek. İzmir daha çok ilerleyecek. Hiçbirimiz durduramayız. Artık İzmir’i kimse durduramaz.
İşi olan dedikodu yapmaz
Bu, ‘İzmir yerinde sayıyor’ diyenlere verilmiş bir cevap mı?
- İzmir arkasına bile vakit kaybetmemek için bakmıyor. İşi olan adam dedikodu yapmaz. İşin varsa gidip çalışacaksın. Evde çalışacaksın, işte çalışacaksın. İşin yoksa ne yapacaksın? Başlayacaksın sürekli konuşup dedikodu yapmaya. Bu kentin birlik beraberliğe ihtiyacı vardır. Dedikoduyla zaman kaybına değil. Bizim bu son dönemde kurduğumuz İzmir Ekonomik Koordinasyon Kurulu bu görevi mükemmel bir şekilde yapıyor. Ve şu anda İzmir’de bütün millet koşturuyor. Az önce de dediğim gibi kimse durduramaz, engel olamaz artık.
Öncelikli iş kentsel dönüşüm
Şimdi artık İzmir’in önünde engel yoksa yapılacak neler var?
- Şimdi bize, İzmirli’ye düşen görev, kent dönüşümü... Çok büyük ihtiyaç. Onun doğru yapılması lazım. Tabii ki gecekonduda oturan bir insan bugün orayı 50-60 bin liraya satamıyor. Yarın İzmir manzaralı, sosyal donatıların içinde nefis bir daire yaptığımız zaman bu katlanacak. Rant büyüyecek. Önemli olan bu rantın çok yoğun bir şekilde tahrip edilerek oluşturulmaması. İkincisi de oluşacak rantın önce orada yaşayan insanlardan başlayarak adil şekilde dağıtılması. Yeni ulaşım araçları alıyoruz, kıyıyı yeniden düzenliyoruz. Bunları yaparken Kemeraltı’nı ayağa kaldırmaya çalışıyoruz, Agora’yı ortaya çıkardık. Bir taraftan bunları yapacaksınız, bir taraftan kentin zenginleşmesi için turizm ve hizmet sektörünün de altının büyümesi lazım. Deniz, kum, güneşe gelen turist var; eğlenceye, kültüre, fuara, kongreye, okumaya gelen var. Bunları ne kadar çeşitlendirebilir, 12 aya yayabilirsen buraya yatırımcı çekmek ve yatırımın geriye dönüşü o kadar hızlı olacak. Şehir içi otel yatırımı arttı. Onların doluluklarını aşmanın yolu da fuarlar, kongreler. İzmir güzel bir yolda ilerliyor.
Türkiye, İzmir’i tanımıyor
İzmir’deki rehavet, rahat yaşam, yaşam tarzı da eleştiriliyor. Bunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- İzmir’in hayatı sevmesinin, yaşamayı sevmesinin de payı var ama İzmir’e dışarıdan bakanlar İzmir’i maalesef bilmiyor. Mesela İstanbul’dan herhangi bir yerden geliyor cumartesi-pazar Çeşme’ye, bizleri orada görüp sanıyorlar ki her daim bu insanlar çalışmıyor. Her daim burada geziyorlar, eğleniyorlar. Çalışmadan nasıl eğleneceksin? İzmir niye dışarıdan belli nitelemelerle değerlendiriliyor. Türkiye, İzmir’i tanımıyor. İzmirlinin sosyal yaşantısı çok güçlü. Genci, çocuğu, kadını, erkeği, yaşlısı herkes sosyal hayata katılmasını seviyor ve böyle bir geleneği var. Siz sosyal hayata katılırsanız, sürekli dışarıda sokakta olursanız kültürel sanat etkinliklere katılırsanız hem kendinizi yeniliyorsunuz hem de topluma örnek oluyorsunuz. Toplumla kurulan ilişkiler, dışlamadan ötekileştirmeden kurulan ilişkiler, İzmir kimliğinin gelişmesini ve yaşamasını sağlıyor. Böyle bir şey var. İstanbul bugün Anadolu’nun herhangi bir yerinden gelen insanı dönüştüremiyor. İzmir’de bu kültürler de var. 520 yıl oldu sanıyorum İspanya’dan Musevi vatandaşların gelmesi. Levantenler 300-350 yıl olmuştur. Tarih boyunca kimseyi yadırgamamış bir kent. Anadolu’dan gelen insanı mı yadırgayacak? Yadırgamıyor. İçine alıyor, kucaklıyor. Ondan dolayı da İzmir ruhu, İzmir kimliği yaşıyor. ‘İzmirliler İzmirlilikleriyle çok övünüyor’ diyorlar. Bu bir koruma içgüdüsü. Siz, ‘İzmir şöyle, İzmir böyle’ diye İzmir’e devamlı iftira edip olumsuz sıfatlar yöneltirseniz o da, ‘Biz İzmirliyiz kardeşim’ der. İzmirli olmak yaşam biçimi.
Paylaş