İlme hakem...

Dün gece izlediğim İzmir’in en büyük derbisinin ardından ben maçın hakemini;
futbolun ilmine,
bilimine,
felsefesine,
kurallarına,
davet ediyorum...
Neden mi?
Maçın başına dönelim.
İzmir’in meşhur ayazı yine...
Atatürk Stadı’nın soğuğu insanın iliklerine işliyor.
Günlerdir konuşulan Göztepe-Karşıyaka derbisi başlamak üzere.
Tribün şovlar, Süper Lig’den yoksun İzmirli futbol seyircisinin bu özleminin yansıması gibi.
Karşıyaka kendinden emin. Play-Off mücadelesinde.
Göztepe’nin kanadı kırık. Ha düştü ha düşecek.
Golleri KSK buluyor önce; 2-0 önde.
İşte ne oluyorsa tam o anda oluyor. Göztepe, seyircisinden küfürlü bir “Çekin gidin” tezahüratı duyduktan sonra, bir oyuncu değişikliği ile kendine geliyor.
İlk yarı biterken skor artık eşit.
Fitil ateşlenmiş bir kere, ikinci yarı çok gergin.
Karşıyaka’nın iki futbolcusu kırmızı kart gördükten sonra film kopuyor adeta.
Bir de eksik oyuncuyla attıkları gol de iptal olunca...
Sahadaki gerginlik artıyor.
Artık futbol değil; çevik kuvvet, pet şişeler ve kavga var sahada.
Ve Göztepe’nin üçüncü golü geliyor.
Tüm bunların üzerine, Karşıyaka Teknik Direktörü Cihat Arslan dahil tüm kulübe neredeyse boşaltılıyor.
Uzatmalar eksik oynanıyor, maça futbol değil; hakem Hüseyin Sabancı’nın tartışmalı kararları damga vuruyor.
Bu kadar stresli, her iki takım için de bu kadar ölüm kalım mücadelesi gibi olan bir derbide; son 20 dakika maç 2-2 ortadayken, o düdükler bu kadar kolay çalınmamalı, o kartlar bu kadar kolay çıkmamalıydı...
Eğer bu işi yapacaksa, hakem Hüseyin Sabancı’yı futbolun ilmine davet ediyorum.