Oyundan çıkmak yok

Mevsimler değişirken, birbirlerini bitmez bir döngü ile kovalarken, ‘Şimdi sıra bende. Sen biraz dur bir köşede, ben ilgilenirim bizzat dünya ile’ türünden bir gizli sessiz anlaşmaları var mıdır sizce?

Bence evrendeki her şey birbirleri ile lisanüstü, sezgi derini bir anlaşma içinde.

Sonbahar ne der kış’a teslim ederken dağları, tepeleri, içindeki avuç avuç insanları ile tozlu iç kiri bol şehirleri?

Sabrederken bir sonraki mevsim, sakince nasıl hazırlanır işlerine. Planlar, programlar, ne zaman kopacak fırtınalar, kimler nasıl kurban edilecek aniden dalgaların koynuna, hangi çiçek açacak yeniden bir kaya dibinde ya da hangi hayvan türü biz bitti desek de nasıl ortaya çıkacak aniden bir kuytu köşede?

Kış nasıl teslim edecek bu yarım küreyi ılık ilkbahara?

‘Ben bittim, sen devam et’ derken, nasıl da diziliyor varoluşun o sınır almaz denklemi kusursuzca?

Hatasız mı?

Yoksa...

Hatalar bile sistemim bir anlamlı parçası mı?

Gözümü kapayınca, denklemleri görebiliyorum.

Dizilmişler ardı ardına mor koridorlarda.

Durmadan akıyorlar

Oyunun devredileceği ana doğru

Terazi hayli hassas, oyuncular hayli acemi

Tek bilinçli denklemin kendisi.

Sıra bozmadan ilerliyor

insanlar ve mevsimler

İnsanlar ve yıldızlar

İnsanlar ve dalgalar

İnsanlar ve içindeki bin kişilikli olmuşlar.

Denklemden çıkmak yok.

Çıkan, hızla geri dönüyor oyuna.

Ama, yeniden başa.

Kızmabiraderdeki gibi sen yandın

Haydi yeniden başla!

Omuzlarımızdaki yük bu yeni yaşamdan değil

Ağırlığı sayamadım, çok derin yıllara ait.

Birikmiş borç haylice üzerimizde

Ödeme günü gelince bir rahatlama olacak eminim tüm evrende



Kış devrediyorsa dünyayı korkusuzca bahara

Gelecek nasıl olsa yeniden aynı yerde aynı ana

Ben de eminim diyorum kendimden.

Yürüyoruz hep birlikte evrenle el ele

Dertler, bilinmezler ceplerde

Katıldık bir kez bu döngüye

Konuşmak gerek sessiz lisansız sezgi ile

Her şeyle.

* * *

İDDİA:
Bedenimizdeki her hücre, her kuark, her elektron, başka boyuttaki moleküllerle gizli bir kütle çekimsel ilinti içinde olabilir.

SAVUNAN: California Üniversitesi’nden Nima Arkani Hamed (Fizik ASİSTANI) 1998.

NOT: Her birimiz her an binlerce farklı duygular içinde boğuşuyoruz. Her ne ise çalkantımız. Denklemin vazgeçilmez bir parçasıyız. Bizim kendi küçük eksenimizde ürettiğimiz her düşünce dalgası yukarıda bahsettiğim fizik bölümü asistanının iddiası gibi, evrende bir şeylerle birleşiyorsa eğer sanırım daha fazla umut taşımaya ve daha fazla pozitif düşünce akımı yollamaya cidden çok ihtiyacımız var.

Sevgi ile temiz düşünceler üretmeye...
Yazarın Tüm Yazıları