Üç yaşlı tanrıçanın Antik Yunan dedikodusu

arkmış memeleri, parlak makyajları, görmüş geçirmiş bakışları ve şen şakrak sesleriyle üç kadın... Bize anlatacakları var, ama ne? Kadın kadına bir muhabbet dönecek belli; biri pek atılgan, biri daha içine dönük, öteki ‘sözü kapsam da anlatsam’ havasında... Afrodit, Hera ve Athena bunlar! Üç tanrıça... Güzellikleri, endamları ve zekâları dillere destan bu üç ölümsüz kadın; çağları, denizleri, mekânları, nice tanrıları, tanrıçaları aşmış gelmiş, biz fanilerle sohbet etmeye hazırlanıyor.
Olası İşler’in ilk işi ‘Altın Elma’... Bu üç tanrıça da -izlerken yer yer inanması güç olsa da- aslında birer kukla. Antik Yunan’ın en şaşaalı günlerini, baştan aşağı altınla kaplı mekânlarda aylarca süren partilerini, bir kıskançlık kıvılcımıyla alev alıp tarihi değiştiren savaşları, dudak uçuklatan lanetleri ve tuhaf kehanetleri görmüş geçirmiş üç tanrıça, şimdi birer kukla olarak karşımızda canlanıyor. Aşkları, irili ufaklı kıskançlıkları, kaprisleri, tatlı didişmeleri, aramaktan yılmadıkları mutluluk ve tabii o kadim mesele; ‘en güzelinin içlerinden hangisi olduğu’, içinden şarkılar geçen, üst üste binen hikâyelerine konu olacak. ‘Nifakçı’ Tanrıça Eris’in, Zeus’un meşhur partisine davet edilmediği için gökten fırlattığı ve üzerinde ‘en güzele’ yazan ‘altın elma’ya gelecek konu en nihayet... Hangisidir bu üç tanrıçanın en güzeli?

***Üzerinde ‘en güzele’ yazan ‘altın elma’ya gelecek konu en nihayet... Hangisidir bu üç tanrıçanın en güzeli?***

Metniyle de beden kuklalarıyla da son derece özgün bir tasarım fikri ve işçiliği Hilal Polat’ın elinden çıkan. Bildiğimiz mitolojik karakterleri ve ilişkileri; bu üç tanrıçanın gözünden, onların bakışı ve yorumuyla, günümüzde olan bitene de dokunarak, bugünden bakarak anlatıyor oyun. Afrodit, Athena ve Hera aralarında ‘kaynatıyor’ adeta. Karakteristik yüz hatlarından beden kıvrımlarına, bakışlarından üstlerini başlarını düzeltişlerine, oturuşlarına kadar kanlı canlı üç bedenden handiyse farksız karşımızdakiler.
Çok güleceğinize şüphe yok
Halihazırda canlı olduklarına bizi sadece durup bakarak bile ikna etmiş olsalar da bu kuklalara ‘hayat veren’ üç kukla oynatıcısı var. Çağıl Kaya, Didem Kırış ve M. Ali Dönmez tanrıçaların birbirinden eğlenceli hikâyelerine hareket ve ses veriyor. Kukla oynatıcılarının maharetli yorumlarıyla kuklaların karakterleri net bir şekilde beliriyor önümüzde.
Afrodit’in arada ‘patlattığı’ şarkılar başta olmak üzere her birinin anıları, nazı niyazı, esprileri, yanlış anlamaları (Bir ara Süleyman Demirel’e bile bağlanıyor mevzu!), 60 dakikalık alışılmadık bir Antik Yunan muhabbetine ustalıkla yerleşiyor. Yer yer dağınıkmış gibi duran bir sohbet bu. Görmüş geçirmiş üç yaşlı tanrıça, kadın kadına, rahat bir muhabbete koyulmuş olsa ortaya dökülecek kıvamda bir dağınıklıkta ama! Çok gülerek izleyeceğinize şüphe yok.

5 ÜZERİNDEN 3,5 YILDIZ
ALTIN ELMA / OLASI İŞLER
◊ Proje tasarım&yönetmen: Hilal Polat
◊ Kukla oynatıcıları: Çağıl Kaya, Didem Kırış, M. Ali Dönmez
◊ Ne zaman, nerede: 2 Mart Pazartesi, 20.30’da Kadıköy Theatron’da.
◊ Süre: 60 dk. ◊ Bilet fiyatı: 60 ve 40 TL.

Muhakkak görün

Latife Tekin’in aynı adlı romanı, Nezaket Erden ve Hakan Emre Ünal’ın elinde oya gibi işlenerek sahneye uyarlanmıştı. Dirmit’in öyküsü tek kişilik bir oyun olarak 2017’den beri sahnede, dilden dile dolaşan ayrı bir yolculuğu da var bu kıymetli işin. Tiyatro Hemhal yapımı oyun, Dirmit’in ailesiyle kente göçtükten sonraki ‘maceralarını’ alıyor odağına. Erden’in usul usul oyunculuğuyla boş sahne, bir hayal âlemine dönüşüyor. Seyircinin içini çiçeklendirecek, tadı damağında bırakacak bir anlatı çıkıyor ortaya. İzlemediyseniz kaçırmayın. Yarın 16.00 ve 19.00’da Moda Sahnesi’nde.

SEVGİLİ ARSIZ  ÖLÜM/DİRMİT

Bu hafta sahnelerde...

FÜ
Murat Mahmutyazıcıoğlu imzalı oyun iki yaşlı kız kardeş, ‘Fü’ ve ‘Mü’ ile
tiyatro için yanıp tutuşan genç Sibel arasında geçen, seyircinin kalbine
incecik bir tüy bırakan bir anlatı… Tiyatro Terminal’in yorumuyla
bu akşam 20.30’da İzmir, Sahne Terminal’de.

BİR GARİP ORHAN VELİ
Murathan Mungan’ın, Orhan Veli Kanık’ın şiirlerinden kurguladığı, Müşfik Kenter ile özdeşleşen tek kişilik oyun Reha Özcan’ın yorumu ve Murat Sarı’nın rejisiyle sahnede. 4 Mart Çarşamba, 20.30’da Duru Moda’da.

ONU BİR SU BİRİKİNTİSİNE ATSAN İKİ GÜNDE
PARMAKLARININ ARASI YÜZGEÇ GİBİ DERİ BAĞLAR
Brecht’in ‘Kuraldışı ve Kural’ ile ‘Adam Adamdır’ oyunlarından kurgulanan, Ekip Kafile imzalı oyun Cenk Dost Verdi yönetiminde sahneleniyor.
4 Mart Çarşamba, 20.30’da Kadıköy Boa Sahne’de.

VAHŞİ BATI
Çağdaş Amerikan tiyatrosunun sivri dili Sam Shephard’ın ‘kutsal aile’yi iki erkek kardeş üzerinden didiklediği oyunu İstanbul Şehir Tiyatroları yapımı olarak karşımızda. 4, 5, 6 ve 7 Mart’ta, 20.30’da Haldun Taner Sahnesi’nde…

GÜLE GÜLE DİVA
Firuze Engin’in kaleme alıp yönettiği, Selen Uçer’in performansıyla
sahnelenen oyun bir ‘diva’yı odağına alıp hastane koridorlarında kesişen
bir dizi kadınla buluşturuyor bizi… 6 Mart Cuma 21.00’de DasDas Sahne’de.